Dolar 34,5360
Euro 36,0111
Altın 2.994,87
BİST 9.540,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Yağmurlu
İstanbul
18°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 12°C

15 TEMMUZ HAİN DARBESİNİ VE ŞEHADETE KOŞANLARIMIZI NE KADAR ANLADIK?

Songül KİŞİOĞLU’nun kaleminden..

15 TEMMUZ HAİN DARBESİNİ VE ŞEHADETE KOŞANLARIMIZI NE KADAR ANLADIK?
REKLAM ALANI
16 Temmuz 2019 11:24 | Son Güncellenme: 16 Temmuz 2019 12:06

Bundan tam 3 yıl önce 15 Temmuz gecesi ülke olarak hain bir darbeyi bugüne kadar olmadık şekilde yaşadık.
O gece Türk Halkı ateşten gömleklerini giyerek sokaklara çağıl çağıl aktılar ve darbecilere tokat misali cevabını verdiler.
Öncelikle o gece şehadet şerbetini içen başta Ömer Halis DEMİR olmak üzere 251 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ayrıca o gece gazi olan, uzuvlarını yitiren vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Millet olarak hüzünlüyüz, yaramız derindir ve sarılabilmesi için bir milli bir şuura ihtiyaç vardır.
Bu şuur ise damarlarımızda asil kanda saklıdır.
15 Temmuz hain darbe gecesinin üstünden 3 yıl geçti.
Diyorum ki! Biz millet olarak 15 Temmuz hain darbesini ne kadar anladık?
Şehitler ve gazilerden sonra FETÖ ile ne kadar mücadele ettik?
En önemlisi ateşten gömlekleri ne kadar giyebildik?
Şehitlerimizin ve gazilerimizin kanlarının hakkını ne kadar verebildik?
Siyasiler dâhil herkes çevresinde en az bir kaç FETÖ mensubunu biliyordu, peki kaç kişi adli makamlara bildirdi ya da tanık ifadesi verdi?
Bilindiği üzere hemen hemen her il ya da ilçede FETÖ yargılama davaları oldu.
Mahkeme duruşma salonları kamusal alandır, herkes gidip bu duruşmaları izleyebilir.
Siyasiler dâhil kaç kişi mahkeme duruşma salonlarında yargılamaları izledi?
Bize bu darbeyi yapan hain yapı FETÖ kim diye kaç kişi kafa yordu ve araştırdı?
15 Temmuz sonrası birçok kişi sohbetlerinde artık FETÖ’ye daha çok yer verdi ancak o kadar yapıldı.
Oysaki!
Ülke olarak her zamankinden daha fazla kafa yormalıyız.
FETÖ hainlerini aramızda konuşmak, dile getirmek elbette önemli ancak yeterli değildir.
Ben başka bir şeyi ifade etmeye çalışıyorum.
Devletimizin bu yapıdan temizlenmesi için birbirimize gerek sohbet arasında gerekse sosyal medya üzerinden söylememizin bir hukuki değeri yoktur.
Mücadele hukuki işlemin tesisi ile başlar.
Düşünün; cephede düşman ateş ediyor ve “mevzidekiler ateşe karşılık vermeden birbirlerine düşman bize ateş ediyor” diyorlar.
İşte bu nedenle sadece birbirimiz ile FETÖ’yü konuşuyor olmamız yetmiyor.
FETÖ olarak gördüğümüz dağın ön yüzüdür.
Arka yüzü ise; OPUS DEİ, EVANGELİZM, SABETAYİZM’dir.
Taaa 13. yüzyılda Cizvitliler ile başlayan, Fransiskenler ve Dominikenler ile devam eden CIA destekli örgütlenmelerdir.
Ne yazık ki yıllar yılı siyasetin her görüşüne, vakıflara, derneklere, sivil toplum kuruluşlarına, kamuya ve okullara sinsi sinsi sızmışlardır.
Ülke olarak bu yapılanmalarla büyük bir mücadelemiz vardır ve devam edecektir.
Çünkü biz TÜRK ve MÜSLÜMANIZ, Anadolu coğrafyası ise stratejik bir konumdadır.
İştah kabartan; coğrafyamız, denizlerimiz, ırmaklarımız, madenlerimiz ile daima küresel güçlerin hedefinde olacağız.
İşte bu nedenle yüksek bir şuur ile devletimizin mücadelesinin yanında yer almalıyız.
Türklerin BÖRÜ BUDUN geleneği ve onun ÇERİ’leri bu yapılanmalara fırsat vermeyecektir.
Devlet mücadelesini İSTİHBARAT, EMNİYET VE YARGI MENSUPLARI yani İSİMSİZ KAHRAMANLARI ile vermektedir. Evini, ocağını, çoluğunu ve çocuğunu ihmal ederek mesai mevhumu bilmeden FETÖ ile mücadele eden isimlerini bilmediğimiz vatansever emniyet mensuplarımız ile hâkim ve savcılarımıza teşekkür etmeliyiz.
Ben şahsım adına “Son nefesime kadar bu isimsiz kahramanların yanında yer alacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum”
Diyorum ki!
Türk Milleti içerisinde öyle kadınlar vardır ki “yüreklerini görseniz dudaklarınız uçuklar”
Unutmayın, Türk Milleti her daim bağrından Dağ Köylü Fatma Çavuşlar ve Nene Hatunlar çıkarmıştır ve çıkaracaktır.
Türk Milleti içerisinde öyle kadınlar vardır ki “yüreklerini görseniz dudaklarınız uçuklar”
15 Temmuz gecesi şehadet şerbetini içen kadınlarımız için yazdığım, göğüslerinden süt yerine kan akıtan kadın şehitlerimize ithaf  ettiğim şiirimi sizlerle paylaşmak isterim. Onlara minnet duygularımla armağanımdır.
“15 Temmuz kadınlarıyız biz
Kim ki bu kadınlar demeyin
Kimimiz Şerife Bacı, kimimiz Nene Hatun
Zikri vatan, gülüşleri ezan
Düşlerinde hilal, göğsünde iman
Hak yolunda koşan
Anadolu kadınlarıyız biz
Darda kalan vatana
Bebemizi kundakta, aşımızı ocakta
İstiklal uğruna çağıl çağıl meydanlara
Bir solukta akan kadınlarız biz
Göğsümüzden akan süt de, kan da vatana helaldir
Helal kanlarla sulanmış aziz topraklar
Ay yıldız altında tüten ocaklar,
Büyüyen balalar Anadolu kadınlarının size emanetidir…”
Göğsünden süt akarken şehit düşen anaların bıraktıkları emanete sahip çıkabilmek adına;
15 Temmuz sonrası birçok vatandaş özellikle kamu çalışanları hain yapının Devletimizden temizlenmesi için adli makamlara giderek duyduklarını, bildiklerini yazılı olarak bildirdiler.
Bu kamu görevlilerinin birçoğu zaten 15 Temmuz öncesinde de hain yapı ile mensuplarını adli ve idari makamlara bildirmişlerdi.
Yetinmediler ve 15 Temmuz sonrası tekrar adli makamlara giderek “ben daha önce bildirmiştim” diyerek şikâyetlerini yenilediler.
Bu kişilerin adı ne basında ne de sosyal medyada yer almadı ve mücadelelerini şova dönüştürmediler.
Vatanseverliklerini ne bıyığı, ne arkasında birinin resmi ne de Türk Bayrağını sosyal medya da paylaşarak ispat etme yoluna da gitmediler.
Bu kişiler; herkesten habersiz, sessiz ve sedasız bir şekilde, 15 Temmuz öncesi ve sonrası ateşten gömlek giyerek mücadele eden, mücadeleleri nedeniyle ağır bedeller ödeyen isimsiz kahramanlardır.
Bu kişilerin isimleri ile mücadelesini millet bilmese de, tarih bilecektir.
ÇÜNKÜ ONLAR, ATEŞTEN GÖMLEK GİYEN VATANSEVERLERDİR…
Vakit 15 Temmuz öncesi kadar, sonrasını da araştırma ve sorgulama vaktidir.
15 Temmuz hain darbesinden bizler ne anladık, şehitler neden şehadete koştu anlama vaktidir.
Bizler mücadele ederken, hainler hangi yeni planlarını yapıyor anlama vaktidir.
Vakit durulacak vakit değil, her bir saniyeyi düşünerek ülke adına çalışma vaktidir.
15 Temmuz öncesini ancak sonrası eylemimiz ile sorgulayan NECİP MİLLET sohbetlerinde;
“15 Temmuz hain darbesi üzerinden 3 yıl geçti ve siyasi partiler vatandaşların karşına geçerek mücadelesini gösterebileceği bir raporu mücadele eden vatandaşa sunabiliyor mu?
Herkes az çok çevresinde birkaç FETÖ MENSUBUNU faaliyetleri, dernekleri ya da okulları nedeniyle biliyordu.
Siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarında yer alan kişilerde bizler gibi vatandaş aslında, biz mücadele edenler ateşten gömleklerimizi giyerek adli makamlara giderek hainleri bildirdik, peki bu siyasi kişiler bildirdiler mi?
Bu siyasi kişiler FETÖ yarılama davalarını bizzat duruşmalarını izleyerek takip ettiler mi?
Oy veren vatandaşlar olarak karne vereceğimiz siyasilere bu soruyu yöneltmek en tabi hakkımız değil midir?” diyor.
Bugün düşünme ve herkesin kendisinin ne kadar mücadele ettiğini sorgulama gönüdür.
HERKES ŞAPKASINI ÖNÜNE KOYMALI VE “15 TEMMUZ SONRASI BEN NE KADAR MÜCADELE ETTİM” DEĞERLENDİRMESİ YAPMALIDIR….
Türkiye toprakları içinde ve dışında yaşayan her Türk;
Ateşten gömleklerimizi ne kadar giydik?
15 Temmuz gecesi şehitleri ile gazilerinin al kanlarının haklarını ne kadar verebildik?
Sorularının cevaplarını aramalıdır.
Asla umutsuz olmayın!
Umutsuz olmak ise haine fırsat vermenin öteki adıdır.
Adını sanını bilmediğimiz birçok vatandaşımız kanı ve canı pahasına bu hain yapı ile mücadele etmektedir.
Tarihi binlerce yıla uzanan, bir hilal uğruna şehit olan Türk Milleti’nin çocuklarıyız.
Bu ülkeyi seveceğiz, mücadele edeceğiz ve bu toprakları can pahasına terk etmeyeceğiz.
Asil soydan gelen Necip TÜRK MİLLETİ, Devletimizin mücadelesine inanın ve yalnız bırakmayın.
Şimdi her zamankinden daha fazla birlik olma günüdür, siyasi parti görüşlerinizi bir tarafa bırakın ve vatanı “devlet-i ebed müddet” fikri ile kucaklayın.
Selam ve dua ile…

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.