Kimi zaman yüzümüzü kurulamak, kimi zaman küçük şeyleri taşımak, kimi zaman sandıkta kıymet verdiklerimizi saklamak, kimi zaman da aşkımızı dile getirdiğimiz mendiller Anadolu’nun kültür mozağinde yıllar yılı yerini korumuş ne yazık ki sanayileşme süreci sonrasında yerini kağıt mendiller bırakmıştır.
Daha yakın tarihimize kadar ;
Tarlada, yolda, dükkanda, okullarda, gezinti yerlerinde, işyerlerinde, ev gezmelerinde, davetlerde ve aşıkların dünyasında mendillerin ne çok yeri vardı.
Emek gücü ile çalışan işçi yüzünde ki alın terini mendili ile silerdi.
Yolda çocuk düştü, hemen insanlar koşar o çocuğu sakinleştirdikten sonra kanayan yerini mendil ile sararlardı.
Yolcu ettiklerimizin ardından bir kase su döker, mendil sallayarak veda ederdik.
Halay çekerken halay başının elinde mendil sallanırdı.
Annelerimiz, ninelerimiz kıymet verdiklerini mendile sarar sandıklarında saklarlardı.
Genç kızlarımızın çeyizlerinde olmaz ise olmazlarından bir yine mendillerdi.
Anadolu kadınları işlemeli, oyalı mendilleri göğüs kısmına iğne ile iliştirirlerdi.
Şehirlerimizin entellektüel beylerinin takım elbiselerinin göğüs cebinde yerleştirdikleri şık mendilleri hepimiz görmüş ve beğenmişizdir.
Hatırlayın lütfen! Okullarda ki mendil kontrollerimizi ve mendil kapmaca oyunumuzu.
Mendil yüreğimize en çok aşık olduğumuzda dokunmuştur.
Sevenler için haberleşme yoludur.
Mendil, âşıkların gizli dilidir.
Aşık, elinde mendil ile duygularını dile getirirdi.
Mendili sallıyorsa anlamı başka, burnuna götürüyorsa başka yere atıyorsa başka bir anlam ifade ederdi.
Sevgiliye gösterilen mendil,
Ortasından tutuluyorsa, “Bu akşam seni bekliyorum” demekti.
Karşı taraf mendil sallarsa, “Peki geleceğim” anlamını taşırdı.
Pencereden aşağı savrulan bir mendil, kızın, oğlana aşkının ilanıdır.
Delikanlı durup mendili alır ve cebine koyarsa, genç kızın aşkına cevap vermiş demektir.
Erkek mendilin ucunu yaparak sevdiğine gönderirse yakıcı bir aşk ile yandığını anlatırdı.
Genç kız kendi işlediği mendili gönderiyorsa aşkının karşılıksız olmadığının göstergesi idi.
Eğer mendiller mendiller karşılıklı olarak iade etmiş ise, aşıkların aşklarının bittiği anlamını taşırdı.
Gezinti yerlerinde yere düşürülen mendil, buluşma haberidir.
Beyaz mendil, “seni seviyorum”
Eflatun, “yarın pencerenin önünden geçin, mektup vereceğim”
Fıstıki yeşil, “dikkatli olalım”
Mor, “seni çok beğeniyorum”
Kenarı pembe, “sensiz yaşayamam”
Kenarı sarı, “birkaç gündür rahatsızım, dışarı çıkamadım”
Kenarı yeşil, “sana daima sadık kalacağım”
Kırmızı mendil, “seni bütün varlığımla seviyorum”
Mavi, “vefasızsın, kederdeyim”
Yeşil, “mektup gönderdim, cevap bekliyorum”
manasına gelir.
Mendil öylesine hayatımızın içinde idi ki ! Şarkılarda, şiirlerde, manilerde yüreğimizde sırlandı.
O narin ve anlam içeren mendillerle aramıza dağ gibi kağıt mendiller gireli insanlar emoji imgeleri ile birbirlerine duygularını ifade etmeye başladı.
Oysa o mendillerimizin anlattığı nice nice duyularımız vardı.
Mendillerimiz ile söylenmiş bir kaç mani ile yazımı sonlandırmak isterim.
Mendili işledim
Ucunu gümüşledim
Sevdiğimin adını
Mendilime işledim
Mendilimde karem var
Cigerimde yarem var
Aç bağrımın içini
Gör yanmamış nerem var
Mendilim yere yere
Yar gitti gurbet ellere
Yedi mendil çürüttüm
Gözyaşı sile sile
Mendilimi uçurdum
Kavak yapraklarına
Ben yarimi düşürdüm
Sevda yataklarına
Mâni mâni mendilden,
Çıra yaktım kandilden,
Gel otur mâni diyek,
Sen ağızdan ben dilden.
Rengi, duruşu, oyası ve işlemesi yüreğimize sırlanmış mendilleri çok özledim.
Yaz siz?