PAMUKÇU İMAMLAR

‘Korona virüs’ü bütün hayatımızı değiştirdi…
Sadece olumsuz anlamda değil tabi,
Korona sayesinde bir evimiz olduğunu hatırladık…
Belki insanları öldürüyor ama hepimize pek çok ders verdiği kesin…
Allah ‘Korona belası’ndan korusun
***
Benim anlamadığım, kafamı karıştıran bir şeyler var…
Mesela…
Korona sayesinde yurdumuzdaki birçok kurumun gereksiz olduğunu gördük…
Bütçeden, pek çok bakanlıktan daha fazla para alan Diyanet İşleri…
Allah aşkına Diyanet ne iş yapar?
Bugüne kadar ne iş yaptılar?
Bu kadar gereksiz bir kurumu da korona sayesinde gördük…
***
Camiler kapalı…
Cemaat yok!
Hocalar sadece sela-ezan okuyor…
Devletin parasıyla ibadet etmek kolay…
Kıldıkları, kıldırdıkları namazların parasını da devlet ödüyor…
Ee! O halde,
Parasını devlet veriyorsa…
Hocaların kıldıkları namaz kimin hanesine yazılıyor…
Öyle ya!
***
Bu meseleyi niye açtım, anlatayım…
Ortalık ‘Korona’dan kırılıyor,
Valilik, kaymakamlık belediyeler
Hepsi birlik olmuş
Bu beladan halkımızı nasıl kurtarırız derdine düşmüş mücadele ediyor.
Hatta bazı belediye başkanları evde kalın çağrısını mutfakta yemek yaparak veriyor.
Maksat halkımızı evde tutmak
Bazı belediyeler şehrin tüm yollarını yıkıyor
Hatta basına yollar ‘foşur foşur’ temizleniyor haberini ‘foşur foşur’ manşetiyle servis ediliyor…
Polis dedelerin peşinde…
Resmen sınav veriyor ihtiyarları durdurmak öyle basit değil..
Allah muhafaza hemen değneği gösteriyor..
Bu süreçte birde emniyetimize bir görev daha verdik…
Polis, bekçi ellerinde poşetler,
Kapı kapı dolaşıp patates soğan dağıtıyor…
Koli koli gıda maddesi…
Bunları dağıtmak emniyet güçlerimize mi düştü?
Ee! Polislerin ki can değil mi?
Hocalar da onlar gibi memur olduğuna göre,
Cami yok, cemaat yok, cenazelerde hızlı şekilde defnediliyor…
Yani mezarlıklarda on imam tek sıra dizilemiyor..
Bari şu patates soğan işine el atsanız da bu süreçte imamlarımızı güzel işler yaptılar diye hatırlasak…
biraz ortalıkta dolaşsanız..
yada neyi bekliyorsunuz..
Birer çuval pamuk aldınız da biz işimizi yaparız mı diyorsunuz…
Hangi yaralı parmağa bevlettiler bugüne kadar?