ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU

TBMM Genel Kurulunda 03.02.2022 tarihinde kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunun yürürlüğe girdi. Kanunun öğretmenlere neler getirdiğini tam olarak görmek için uygulama yönetmeliklerini görmek lazım. Ancak Kanunun genel çerçevesini belirlediği açıdan bakıldığında ne ifade ediyor, değerlendirmek gerekir.

Türkiye ‘de eğitim tartışmaları başladığında hep ilk akla gelen öğretmenlik ve öğretmenlik mesleğinin nitelikleri olur. Ancak bu kadar tartışılan öğretmenlik mesleğinin meslek kanunu bile yoktu. Öğretmenliğin bir kariyer mesleği olması yönünde atılmış bir adım son derece değerli.

Öncelikle öğretmenlerin yetiştirilmesi, nitelikleri ve seçimini düzenleyen Öğretmenlik Meslek Kanunu neler getiriyor bakmak lazım.

Kanun, öğretmenlik mesleğine hazırlığın genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon adı verilen öğretmenlik meslek bilgisiyle sağlanması tamamlanmasını öngörülüyor.

MEB tarafından aranan niteliklere göre aday öğretmen olarak başlayan kariyer yolculuğu, aday öğretmenlik döneminden sonra kariyer basamaklarını “öğretmen”, “uzman öğretmen” ve “başöğretmen” olmak üzere üçe ayırıyor.

Uzman öğretmen olmak için aday öğretmenlik süreci dahil 10 yıl çalışmış olmak ve ceza almamış olmak gibi ön koşullar var.

Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen unvanı için öngörülen; doktora eğitimini tamamlayanlar ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutuluyor.

Uzman öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatı yüzde 20’den yüzde 60’a, başöğretmenlere ödenen eğitim öğretim

tazminatı ise yüzde 40’tan yüzde 120’ye yükseltiliyor.Birinci dereceli kadroda görev yapan öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkarılıyor.

Kanuna getirilen itirazlara bakıldığında temel itiraz öğretmenler arasındaki statü farklarının veli ve öğretmen nezlinde nasıl karşılık bulacağıdır. Haklı bir itiraz olabilir, çünkü her veli çocuğunu başöğretmende uzman öğretmende okutmak isteyecektir. Kaldı ki sınava dayalı kariyer basamakları sınav odak eğitim sistemine yeni tartışmalar getirecektir.

Eşit işe eşit ücret dayalı çalışma hayatını güvence altına alan Anayasal hak itirazı da dikkate alınmalıdır. Okullarda çalışma barışına bozacak statü, ücret farklılıkları yeni tartışmalara yol açabilir.

Son yıllarda öğretmenlere vaat edilmiş ancak bir türlü hayata geçirilmeyen 3600 ek gösterge tartışmaları da bu kanun düzenlemesi ile sona erecek gibi gözükmüyor. Özellikle 3600 uygulamaya giriş tarihi ve kapsamı itirazların başında geliyor.

Öğretmenliğin kariyer mesleği olması yolunda atılmış önemli bir adım olmakla beraber, uygulamada karşılaşılacak sorunlar, her zaman olduğu gibi ‘’kervan yolda düzülür’ mantığı ile bakılabilir.

Öğretmenlik mesleğinin saygınlığı, onuru ve hakkı sadece kanunlarla, yönetmeliklerle yapılacak düzenlemeler sağlanacak gibi gözükmüyor.Toplum nazarında öğretmene ve eğitime bakış açısını değiştirecek eğitim sistemi tabii ki ülkeyi yönetenlerin sorumluluğundadır.

Öğretmene saygıyı, sevgiyi hak ettiği değeri eğitimle verebiliriz.

‘’ Milletleri kurtaracak yalnız ve ancak öğretmenlerdir.’’      M.Kemal Atatürk