ÖZGÜRLÜKLER VE HAKLAR ((1)
Geçmişten günümüze dek temel hak ve özgürlüklerin kullanılması hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tartışmaların merkezinde olan bir konudur.Hal böyle iken bir üst kavram olan insan hakları ve onun pozitif hukuka yansıyan yönü temel hak ve özgürlükler önem arz etmektedir.
Öncelikle ‘hak’, ‘özgürlük’ ve ‘insan hakları’ terimlerini açıklamakta fayda var. Hak kişilere hukuk düzeni tarafından tanınan ve onların yine hukukdüzeni tarafından korunan menfaatleridir. Özgürlük ise bir şeyi yapma veya yapmama, belli bir şekilde davranıp davranmama gücüdür. Hak ve özgürlük arasındaki fark hakkın özgürlüğe göre daha somut olmasıdır. Özgürlüğün gerçekleşmesi için devletin bir şey yapması gerekmez.Özgürlük kişinin kendi eliyle gerçekleşir .Ama hakkın gerçekleşmesi için devletin hak sahibine bir takım edimlerde bulunması gerekir.İnsan hakları ise dil,din,ırk,cinsiyetv.b hiçbir ayrım yapılmadan tüm bireylerin sırf insan olmalarından dolayı, insanlık onurunun gereği olarak sahip olmaları gereken hakları ifade eder.
İnsan hakları kavramı daha çok modern dönemde 2.Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkmış gibi görülsede aslında kökeni daha eskiye dayanır.Doğal Hukuk Öğretisi, Toplumsal Sözleşme, Virginia Haklar Beyannamesi, 1789 Fransız ‘İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinde ‘hak’, ‘özgürlük’, ‘insan hakları’ kavramlarına sıkça yer verilmiştir. Modern dönemde ise 1.Dünya Savaşı ve 2.Dünya Savaşında ortaya çıkan insan hakları ihlalleri ile temel hak ve özgürlükler önem kazanmış bu bağlamda 1948 tarihli ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ yayımlanmıştır. Kıta Avrupa’sında ise Avrupa Konseyi çerçevesinde önce 1950 tarihli Roma Anlaşması ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AHİS) imzalanmış sonrasında sözleşmede tanınan hakların denetimini yapmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AHİM) kurulmuştur. Türkiye ise 1950’de sözleşmeyi imzalamış 1954’te de yürürlüğe koymuştur. 1987’de de AHİM’in bireysel başvuru hakkını tanımıştır.
Temel hak ve özgürlükler devletler tarafından anayasa ile tanınıp güvence altına alınırlar. Bizim anayasamızda da ikinci bölümden itibaren temel hak ve özgürlükler 3 grupta ele alınarak düzenlenmiştir. Bunlar Kişinin Hakları ve Ödevleri, Sosyal Haklar ve Ödevleri, Siyasi Haklar ve Ödevlerdir. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği, Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti, Din ve Vicdan HürriyetiBasın Hürriyeti,Suç ve Cezaların Şahsiliği ve Masumiyet Karinesi gibi haklar Kişi Hakları ve Ödevleridir. Çalışma Hürriyeti, Eğitim Hakkı, Sosyal Güvenlik Hakkı, Konut Hakkı gibi hakla ise Sosyal ve Ekonomik Haklardır. Seçme ve Seçilme, Siyasi Faaliyette Bulunma, Siyasi Parti Kurma Hakları da Siyasi hak ve Ödevlerdir.
Anayasamızın 12.maddesinde ‘Herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir’denilerek temel hak ve hürriyetlerin niteliği ortaya konulmuştur. Devamında ise 13.madde de temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması gündeme gelmiştir. Temel hak ve özgürlükler özlerine dokunulmaksızın Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlandırılabilir. Bu sınırlama Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Ancak Anayasamıza göre temel hak ve özgürlüklerin savaş, seferberlik ve olağan üstü hal gibi istisnai rejim dönemlerinde daha fazla sınırlanması hatta askıya alınıp durdurulması mümkündür. Anayasada ‘Savaş, seferberlik veya olağan üstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen ya da tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen tedbirler alınabilir denilmiştir. Bu düzenleme AHİS’in 15.maddesi ile paralellik arz etmektedir. Anayasamızın 15.Maddesinin devamında ise ancak savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında kişinin yaşam hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz, kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bundan dolayı suçlanamaz, suç ve cezalar geçmişe yürütülemez, suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar suçlu sayılamaz. Sert çekirdek haklarda dediğimiz bu haklar temel hak ve özgürlüklerin durdurulması, askıya alınması şartları ortaya çıksa bile istisna tutulmuşlardır.
(Devamı Yarın)