LGS DEĞERLENDİRME
Geçtiğimiz hafta sonu yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrencinin girdiği Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı uygulama açısından başarılı bir şekilde tamamlandı.
Aileleri ile birlikte yaklaşık 5 milyonu etkileyen bu sınavın sonuçları itibariyle de başarılı mı? Asıl düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken konu bu…
Dersler bazında sınavı teknik açıdan değerlendirdiğimizde;
TÜRKÇE: Sınavın en zor ve belirleyici testi olarak Matematik testinin önüne geçmiştir. Sorular müfredatın kazanımlarına uygun, muhakeme gerektiren, anlam bilgisi ve dil bilgisi ağırlıklı sorulardan oluşmakta idi.
MATEMATİK: Her yıl sorulan matematik soruları ile benzerlik göstermekte ve sürpriz sorular yoktu . Bu nedenle kolay adlandırılabilecek, her öğrencinin yapabileceği sorulardı. Çoğunlukla akıl yürütme, muhakeme gerektiren sorulardı.
FEN BİLİMLERİ: Yeni nesil soruların ağırlıkta olduğu, ilk defa karşılaşılan soru örneklerinden oluşmakta idi. Görsellik ve yorumlama yeteneğinin ön plana çıktığı sorular belirleyici idi.
İNGİLİZCE: Kelime bilgisi ve okuduğunu anlama yeteneğine dayanan testte, müfredata uygun klasik bir İngilizce testi olmuştur.
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK: Önceki yıllara benzerlik gösteren, müfredata uygun bir test sınavı olarak öğrencileri yoran, üzen bir test olmamıştır. Okuduğunu anlayan, muhakeme yeteneğine sahip her öğrencinin başarılı olacağı sınavdı.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ: Bilgi içerikli değil, paragraf sorularının ağırlıklı olduğu test orta zorlukta adlandırılabilir. Müfredata eşit dağıtılmış sorulardan oluşan testi, anlama ve yorumlama yeteneğine sahip öğrenciler başarılı bir şekilde tamamladı.
Tüm testlere bakıldığında; bilginin sorgulandığı değil, verilen bilginin muhakemesine, anlam bilgisine, yorumlanmasına ve dikkat becerilerine dayalı bir sınav olduğu görülmektedir.
Sınav tekniği ve uygulanması başarılı olan LGS sınavının sonuçları da başarılı ve amacına uygun mudur? Hayır, maalesef istenilen hedeflere ve amaçlara bu sınavla da ulaşılamamaktadır.
Bu yıla has bir durum değil bu. SBS, OKS, LGS gibi değişik adlarla yapılan bu sınavlar maalesef liselere yerleştirmede istenilen, arzu edilen sonuçları doğurmamaktadır.
Öğrencinin, öğretmenin, okulların, ilçe ve illerin yarıştırıldığı bu sınav sistemi, derde çare olamamıştır.
Yaklaşık ülkenin 5 milyonunu doğrudan ilgilendiren bu süreç, öğrencinin, velinin ve devletin maddi-manevi kayıplarına yol açmaktadır.
Sınav sonucunda sadece sınava girenlerin yüzde 5’nin başarılı kabul edilerek, nitelikli (?) liselere yerleştirildiği, diğerlerinin adrese dayalı liselere ve meslek liselerine yerleştirildiği bir sistem başarılı olabilir mi?
Bir yıl hatta 2 yıl boyunca sınava hazırlanan, aile ve çevre baskısına maruz kalan, 155 dakikalık telafisi olmayan bir sınavla akranları ile yarışan öğrenciler başarısız olunca hangi motivasyonla eğitimlerine devam edeceklerdir.
14-15 yaşında hayal kırıklığına uğrayan, hedefsiz kalan, başarısız diye adlandırdığımız bu gençleri, sadece vakitlerini geçirecek liselerde eğitmek, öğretmekte ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meslek liselerine yönlendirmede de geç kalınan bu öğrenciler meslek sahibi olamadıkları gibi, üniversite yolculukları için zorlu bir yola giriyorlar. Çünkü iyi bir üniversite iyi bir liseden geçiyor.
Eğitimde fırsat eşitliği açısından da değerlendirdiğinde ülkenin her yanına nitelikli (?) lise sayısı, kontenjanlarına bakıldığında durum daha vahimdir. Kırsalda yaşayan, okumak zorunda olan gençler için dezavantajlar saymakla bitmez.
Süratle yapılması gereken bu liselere geçiş sistemini yeniden yapılandırmak, sınavsız bir ölçme değerlendirme sistemi ile liselere geçiş sistemi getirmektir.
Sözün Özü; LGS Kaldırılmalıdır…
Sağlıklı ve mutlu kalın…