Bafralılara Sorduk

BAFRA CHP İLÇE BAŞKANI VAHİT PERÇİN:

Bafra’da aldığımız bilgilere ve duyumlara göre son zamanlarda uyuşturucu kullanan kişi sayısı bir hayli çoğaldığı yönünde. Bafra Emniyet Güçlerimiz olayın takibinde fakat başa çıkamıyorlar gibi gözüküyor. Bu onların suçu değil. Uyuşturucu bağımlılığı çoğalan ve yayılan bir şey. Kullananı bulup yakalasan da bir başkası çıkacak kullanacak. O yüzden bunların en başında gelen husus eğitim. Baktığımızda uyuşturucu kullanan kişilerin çoğunluğu gençler sınıfında. Bundan dolayı aile eğitimi çok önemli. Sadece uyuşturucu değil tüm kötü alışkanlıklar için ailenin evlatlarına küçük yaşlarında eğitim vermeye başlamaları gerekiyor. Bunun yanı sıra çocuklar büyüdükçe takiplerini yapmaları gerekiyor. İşte okula gidip gitmedikleri olsun, arkadaş ortamları olsun, gezip takıldığı ortamlar olsun ailenin bunları öğrenip bilmesi gerekiyor. Birde aynı şekilde ailelere de çocuklarına nasıl eğitim verecekleri olsun nasıl davranacakları olsun bu gibi konular üzerinde yetkili kişilerden kurumlardan eğitim verilmesi gerekiyor. Bafra’ya baktığımızda yaklaşık 150 binlik nüfusa sahip. Bu nüfusa oranla ilçemizde uyuşturucu kullanan sayısı çok fazla. O yüzden düşüncelerim, dediğim gibi bu gibi önlemler ve eğitimler verildiği takdirde, sadece Bafra değil tüm ülkede madde bağımlısı bireylerin azalacağı yönünde. Biz CHP olarak üzerimize düşen görevi de yapmaya hazırız. Bu gibi hususlar bizler için her zaman önem arz etmektedir.

MUHAMMET IŞIK:

Ailelerin çocuklarını sıkı takibe almaları gerekiyor. Küçük yaşlarında en iyi eğitimi vermeye başlamaları gerekiyor. 15 günde bir okullarına ziyarete gitmeleri gerekiyor. Polisimiz bunun için elinden geleni yapıyor ama burada ki asıl husus ailelerin çocuklarına evlatlarına verdiği eğitimden geçiyor. Aileler çocuklarını başıboş bırakmadıkları taktirde ve eğitimini küçük yaşlardan vermeye başladıkları taktirde madde bağımlısı kişilerin sayısı zamanla azalacaktır.

ZEKİ KALAYCI:

Bana göre burada vatandaşa çok büyük bir görev düşüyor. Çünkü madde kullanan veya suç işlemiş kişileri gördüklerinde tabiri caizse “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesi, algısı oluşuyor. Böyle bir algı var olduğu müddetçe de madde bağımlısı gençler olsun, suç işleyen şahıslar olsun artar ve yapmaya da devam eder. Demem o ki biz kendi sorumluluğumuzu alırsak, böyle sorunların üstesinden rahatlıkla gelebiliriz. Bu kendi çocuklarımız için de çok önemli. Bugün 15 yaşındaki çocuğumuz kötü alışkanlıklar edinebilir. O yüzden çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için aile eğitimleri gerekiyor. Bunun yanı sıra dediğim gibi bu gibi suçlu şahısları polise ihbar etmekten çekinmemeliyiz.

EYLEM SÜZEN:

Öncelikle ailelerin çok büyük etkeni oluyor. Yani açmak gerekirse aileler çocukların kontrolünü sıklıkla yapmalılar. Küçük yaşta eğitim vermeliler. Yanlışı ve doğruyu ayırt etmelerinde yardımcı olmalılar. Bunun yanı sıra öğretim görevlilerinin de yani öğretmenlerin de eğitim konusunda hem aileyi hem çocukları bilinçlendirmeleri gerekiyor. Öğretmenlerin bilinçlendiremediklerini düşünmüyorum. Ama yeterli şekilde de görmüyorum.

KEMAL KERİMOĞLU:

Emniyet Güçlerinin okul önlerinde ve bazı ıssız parklarda önlemler alması gerekiyor. Artık gençler korkmadan okul içerisinde ve dışında rahatlıkla bu gibi maddeleri bulundurur oldu. O yüzden eğitimcilerin ve Emniyet Güçlerinin görevlerini biraz daha ileriye taşımaları gerektiği yönündeyim. Bunun yanı sıra uyuşturucudan içeri giren kişileri 1 gün 2 gün yatırıp sonra salarsan bu kişi suçunu yapmaya devam eder. Yani caydırıcı bir cezası yok. Hiçbir şekilde şu anki cezaları yeterli bulmuyorum. Daha ağır ceza verdikleri taktirde de bu gibi suçların ve kötü alışkanlıkların azalacağı yönünde düşünüyorum.

HASAN ŞENOCAK:

Bu gibi kötü alışkanlıklara sahip kişiler bazen satıcı değilim kullanıcıyım diyerek paçayı sıyırıyorlar. Halbuki satıcısı da kullanıcısı da bulunmaması gerekiyor. Uyuşturucu kullanan insanlara verilen cezaları da yeterli bulmuyorum. Cezaların caydırıcı özelliği olsa yapanın bir daha yapacağını sanmıyorum. Bunun yanı sıra yapacak olan da olmaz o yüzden madde bağımlısı kişilerin sayısının zamanla azalacağını düşünüyorum.

HAYRULLAH YILMAZ:

Bu durum Bafra’nın kanayan yaralarından bir tanesi zaten. Biz kendi çapımızda spor kulübü kurduk.  Altyapıda sağlıklı, sosyal aktivitelere adapte olabilecek, topluma faydalı çocukları yetiştirmek için kulüp kurduk. Bizim çabamızda zaten gençlerimizi, çocuklarımızı her türlü kötü alışkanlıklardan ve kötü çevrelerden uzak tutup, sağlıklı bir birey haline getirmek. Bu gerek spor kulüpleriyle olur, gerek sosyal aktivitelerle olur , sanatsal projelere olur, bu gibi sosyal faaliyetleri çocuklara teşvik edersek, bu kötü alışkanlıkların üstesinden geliriz. Birde bunun yanı sıra ailelerin çocuklarına verdikleri eğitim var. Aileler çocuklarına sahip çıkmalı ve onlarla sürekli ilgilenmeliler. Bazı aileler görüyorum çocuklarını hiç merak etmiyorlar. Kaçta eve girmiş, kaçta gelmiş, nereye gitmiş nereden gelmiş gibi umursamaz şekilde yaklaşımda bulunuyorlar. Bu hiç doğru değil. Çocuklarımıza böyle davranırsak, onlara yanlarında olduğumuzu hissetirmessek, çocuklarımız kötü alışkanlıkları daha kolay bir şekilde edinirler. O yüzden ailelerden çocuklarla mutlaka en iyi şekilde ilgilenmelerinin gerektiğini düşünüyorum ve eğitimi asla göz ardı etmemeleri gerektiğini düşünüyorum.

İSMAİL CAN TOPAL:

Öncelikle bir birey madde bağımlısı olsun veya olmasın, bu işin en temelinde aile eğitimi söz konusu. Küçük Kardeşlerimize düzenli bir eğitim vermediğimiz taktirde ve pek ilgilenmediğimiz taktirde kötü alışkanlıkları öğrenmelerini engellememiş oluruz. Bu yüzden en başta aile eğitimi şart. Bunun yanı sıra Bafra Belediyemizin sık sık bunun gibi kötü alışkanlıkları konu edinen seminerler düzenlemeleri gerekiyor. Eğitim görevlisi kişilerin öğrencilerle birebir yakından ilgilenmesi gerekiyor. Bunların olacağı taktirde madde bağımlısı kişilerin sayıları zamanla azalacaktır ve bunun ticareti yapılmayacak dereceye gelecektir.

AYŞEGÜL TOPAL:

Bafra’da uyuşturucunun yaygınlaşmaması ve kullanılmaması için ilk önce aileler bilinçlendirilmelidir. Küçük çocukların kötü alışkanlıklara heveslenmemesi için okullarda sürekli eğitimler verilmelidir. Gençlerin eğitim seviyeleri arttırılmalıdır. Geçici zevkin hüsranla bittiği bu kötü alışkanlıkların yapılmaması, kullanılmaması gerektiğini çocuklarımıza anlatılmalıdır. Çevremize bakıldığından işsiz gençliğin madde bağımlılığı daha çok görülüyor.Okumayan gençlerimizin meslek eğitimlerine yönlendirilmesi gerekiyor. Bu alanlarda kursların açılması gerekiyor. En azından gençlerimiz oyalanır. Akıllarından bunun gibi başta zevk verici ama hüsranla sonuçlanan madde bağımlılığından bir nebze uzak tutulmuş olur. Bu gibi önlemler alınırsa gençliğimiz tekrar kazanılabilir.

ARZU ÖCAL:

Son zamanlara baktığımızda özellikle Bafra’da uyuşturucu kullanan kişi sayısı çok arttı. Bu artışın önlenebilmesi için ilk önce işin temeline inilmesi gerekiyor. Yani çocukların ergenlik ve büyüme çağındayken aldıkları eğitime. İlk olarak bu eğitim ailelerle başlamalı. Çocukların kötü alışkanlıklarla iyi alışkanlıkları ayırt etmelerini sağlamalıdırlar. Daha sonra eğitim görevlilerinin de aynı şekilde okullarda olsun, kültür merkezlerinde olsun seminer düzenlemeleri hatta öğrencilerle birebir yakından ilgilenmeleri gerekiyor diye düşünüyorum.