DOKTORDAN ŞARKICI OLUR MU HİÇ?
Seneler önce muhabirliğe merak salmış, ufak tefek haberlerin peşinde koşmaya başlamıştım.
Bir gün, haber müdürüm beni yanına çağırıp akşam bir konser olduğunu, konsere gidip fotoğraf ve bilgi toplamam gerektiğini iletmişti. O akşam başka bir programım olması münasebetiyle bu göreve pek sevinememiştim doğrusu. Ama muhabir olmak isteyen bendim,gitmeliydim.
Konserin yerini ve saatini öğrendim, istemeyerek de olsa akşamki planıma ekledim.
Konsere giderken o akşam birlikte plan yaptığım arkadaşımı da yanımda götürdüm. “İki fotoğraf çeker, bilgi alır çıkarız” demiştim ona da.
Tabii bu kadar gönülsüz olunca konsere geç kaldık.
Fuayede bir delikanlı, önünde sanatçının cd’lerinin olduğu masanın başında bekliyordu. Masaya şöyle bir göz ucuyla bakıp, delikanlıya da başımı hafifçe öne eğerek selam verdikten sonra salon kapısına doğru ilerledim. Arkadaşım da beni takip ediyordu.
Konser başlamış, kapı kapanmıştı bile. Arkadaşıma “girelim” diye fısıldayarak yavaasça açtım kapıyı.
Aman Allah’ım. Sahnede bir adam söylediği şarkının son hecesini öyle bir uzatıyor ki o gür sesiyle, hayran olmamak elde değil. Resmen sahnede devleşiyor.Salonda alkış kıyamet.
Hemen arkadaşıma boş koltuklardan birine oturmasını işaret ettim. Ben de yanına oturdum. Sessizce bir şarkısını dinledim, sonra ikinci şarkıyı…
Ayağa kalkıp hem sahneden hem de seyircilerden fotoğraf aldım. Ama yetmezdi. Kimdi bu adam? Ben neden tanımamıştım bu zamana kadar böyle bir yorumu.
“Hadi” dedim arkadaşıma, “bakalım kimmiş bu güzel sesin sahibi”.
Salondan dışarı çıktık. Öncesinde adının Ferhat Göçer olduğunu öğrendiğim bu adamı, fuayedecd’lerin başında bekleyen delikanlıya sordum. Ferhat Göçer, meğer aslında sanatçı değil doktormuş. Bir yaşıma daha girdim. Hiç doktordan şarkıcı olur mu ama olmuş işte. Hem de öyle olmuş ki!
Ferhat Göçer’le tanışmak, röportaj yapmak istediğimi, konuyla ilgili kiminle görüşebileceğimi sordum, “Tam yerindesiniz dedi, delikanlı. Ben menajeriyim. Ama çok üzgünüm, konserden sonra vakti yok, uçağa yetişmesi lazım. Belki daha sonra…” dedi ve önündeki cd’lerden birini bize hediye etti.
O günkü şaşkınlığımı hala unutamam. Bir doktorla bir sahneyi aynı karede düşünmek oldukça şaşkınlık veriyor insana.
Aradan yıllar geçti. Ben sağlık sektöründe çalışmaya başladım. Bir de ne duyayım. Birlikte çalıştığım doktorlardan biri, değerli hocam Volkan Konya’nın konseri varmış. Nasıl yani! “Bizim Volkan hocanın mı?” “Evet” dedi arkadaşlar. Hep birlikte gittik konsere. Çok da eğlendik. Mevsimlerden kış, havada kar, dışarıda soğuk hava… O soğukta içimizi ısıttılar doğrusu. Isıttılar diyorum çünkü Volkan hocam yalnız değil sahnede. Çok kıymetli müzik dostları var ona eşlik eden.
Geçtiğimiz hafta sonu bir konserleri daha oldu ama ben katılamadım maalesef. Eğer siz de katılamadıysanız, lütfen takip edin.
Grup Temas. Konserlerinde dinleyenlerle temasta olmayı, onlara laf atıp, şarkıları birlikte seslendirmeyi tercih ettikleri için TEMAS koymuşlar gruplarının adını. Siz de temas edin bu gruba. Şarkılarını dinleyin, söyleyin, oynayın, gönlünüzce eğlenin.
Grup Temas’la temasta kalın, hoşçakalın.