MESLEK TERCİHİ
Koca bir eğitim – öğretim yılını daha geride bıraktık. Yıl boyu derslere ağırlık veren, sınava hazırlanan, not peşinde koşan milyonlarca öğrenci derin bir nefes aldı.
Şimdilerde ise heyecanla sınav sonuçları bekleniyor. Lise geçiş sınavına girenler, üniversite sınavına girenler, hepsi heyecanla yerleşecekleri okulun belli olmasını bekliyor.
Peki, kimler gerçekten okumak istediği bölümü tercih edebilecek? Ya da kimler istediği bölüme veya okula yerleşebilecek?
Ne demiş Konfüçyüs: “Sevdiğiniz bir işi meslek edinirseniz, hayatta bir gün dahi olsa çalışmış olmazsınız.”
Bizim memlekette sevdiğin işi yapmak zor. Çünkü; önce aileler ya kariyer ya da para odaklı mesleği seçmesi konusunda öğrenciye baskı yapıyor, sonra konu komşu, eş – dost. O da yetmezmiş gibi sistem olarak da çok müsait olduğumuz söylenemez.
Öğrenciler sınava giriyor, sonra…
Sevgili veliler; lütfen çocuklarınıza sevdiği mesleği yapması konusunda fırsat verin. Çünkü bizler öğrencilere fırsat vermediğimiz sürece, etrafımızı işini sevmeyen ve dolayısıyla işinde başarılı olamayan çalışanlar sarıyor. Bu durum da ne çalışanı mutlu ediyor ne de hizmet alanı.
Vakti zamanında bir balıkçının oğlu okulu bırakıp, babası gibi balıkçılık yapmak istediğini söylemişti. Annesi bu durumu kabullenmeyip, ne yapıp edip çocuğunun okumasını istedi. Biz de allem ettik, kallem ettik, puanı baraja takılıyor olmasına rağmen, bin bir zahmet, rica minnet delikanlıyı meslek lisesine yazdırdık. Biz mutlu, delikanlının annesi mutlu ama delikanlı mutlu değil.
Aradan birkaç yıl geçti. Bir baktım, delikanlı babasının yanında balıkçılık yapıyor. “Hayırdır” dedim. Okulu bırakmış ve balıkçılığa başlamış. Ne de olsa baba mesleği.
Ne diyelim. Memleketin balıkçıya da ihtiyacı var.
Thomas Edison ne demiş, “Hayatta bir gün bile çalışmadım, hepsi keyiften ibaretti.”
İşiniz keyfiniz olsun…