‘DÜZENİNİZİ YIKIYORUZ!..’
Samsun’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) Kadın Meclisi üyeleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yaptıkları açıklamada, “Acının yarattığı öfke bizi daha da güçlendiriyor” mesajı verdi
Samsun KESK Kadın Meclisi üyeleri, Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptıkları açıklamalarda sert ve önemli mesajlar verdi. KESK’li kadınlar, “Öfkemizle, isyanımızla kadın dayanışmamızı örüyor, öldüren düzeninizi yıkıyoruz” açıklamasında bulundu.
DEPREM AĞIR RUHSAL TRAVMALARI
KESK Dönem Yürütmesi adına açıklamayı yapan Büro Emekçileri Sendikası(BES) Samsun Şube Kadın Sekreteri Emine Boyraz, kısaca şunlara değindi:
“Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri renkleriyle, sözleriyle, eylemleriyle bir araya geldiği, isyanını eyleme dönüştürdüğü bu 8 Mart’a merkez üstü Pazarcık ve Elbistan olan ve tüm ülkeyi derinden etkileyen yıkıcı 2 depremin acısının ağırlığı çöktü. 11 ili kapsayan ve yaklaşık 16 milyon insanı etkileyen depremlerin sonucunda, on binlerce insanımızı kaybettik. Bu deprem felaketi, milyonlarca insanın evsiz kalmasına neden olurken bu insanlar üzerinde bir ömür boyu sürecek ağır ruhsal travmalar bıraktı.
KADINLARIN MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ
Bu nedenle bu yıl ‘Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ olan 8 Mart’a, etkilerinin hala sürdüğü ve uzun yıllar da sürmeye devam edeceği bu depremin ağırlığıyla, ataerkil kapitalist ülke düzeninin hayatlarımıza her anlamda kast ettiği, yaşamlarımızın iktidar ve sermaye nezdinde hiçbir şey ifade etmediği bilinci ve öfkesiyle giriyoruz.
BASKICI VE ÇÜRÜMÜŞ ZİHNİYET İLE MÜCADELE
Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazakâr politikaların sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, LGBT’li bireylerin her türlü şiddete maruz bırakıldığı, haklarını savunanların cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gasp edildiği, kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici- ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş zihniyete karşı buradan kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.
BU SÜREÇTEN DAHA GÜÇLÜ OLARAK ÇIKACAĞIZ
Yaşanan deprem ile birlikte daha da derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikârdır. Bu nedenle bu zor süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklemektedir. Bu zor süreçten hep birlikte daha güçlü olarak çıkacağız. Yaşadığımız acının yarattığı bu öfke bizi daha da güçlendirecek ve yaşamı yeniden öreceğiz.”
Sibel TOPAL