ERDEM AÇLIĞI

Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük,
iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı alan “erdem” ile bu nitelikleri taşıyan “erdemli insan”
kavramının yaşantımıza yön veren yönlerini sizlerle bu yazımda paylaşmak istedim.
Erdem sahibi insanlar, kendini geliştirme isteği ile bilme-öğrenmede tatmini üst noktalara taşırlar.
Bu üst noktalar ise erdem sahibi insanları; ölçülü davranışlara, sadece kendi haklarını değil, başkalarının
haklarını gözetmeye, ahlaki değerler içerisinde yaşamaya, adil olma ve adalet sisteminin uygulanabilirliğini
sağlamaya yönlendirir.
Başkaca bir bakış açısı ile “iyi karakterli olmak-iyi insan olabilmek” dışarıdan bakıldığında kimimize göre
çok soyut kimimize göre ise göreceli kavramlar gibi gelse de evrensel değerler ile birlikte
değerlendirdiğimizde bu kavramları somutlaştırabilmek pek ala mümkündür.
Erdemli olmanın ölçüleri olabilir mi sorusunun cevabı ise;
-Kibirli olmamak
-duyarlı olabilmek
-cömert davranışlar sergilemek
-iyiliğe teşvik edici olabilmek
-yardım elini uzatabilmek,
-adil olabilmek,
-şefkatli davranabilmek
-dostane duygular içerisinde olabilmek
-nezaket ve zarafet dili ile diyalog kurabilmek
gibi bazı değerleri içimizde barındırmamız ve bu doğrultuda tavır içerisinde olabilmemiz ile
sağlanabilmektedir.
Erdemli insandan yola çıkarak erdemli toplumları irdelemek isterim. Bireyi toplum kültürü irdelediğimizde
ise işte sosyal medyada ki “erdem açlığı” hemen gözümüze çarpmaktadır.
Sosyal medyaya göz attığımızda “ne oluyor da erdem içeren davranışlarımız azalıyor” dediğinizi duyar
gibiyim.
Erdemli birey ve toplum olmanın yolu sizce yasal düzenlemeler midir?
Dostlar, bir kere şunu iyi analiz etmemiz gerekiyor “yasalar tek başına erdemli olmayı” sağlamıyor.
Çünkü erdemli olmanın yolu; sevgi, eğitim ve öğretimden geçiyor.

1

Eğitim ve öğretim kavramının nerede başlayıp nerede bittiğini görmek gerekir.
EĞİTİM, doğum ile başlayıp ölüm anına kadar olan süreçtir.
ÖĞRETİM ise okul hayatınız ile ilgili süreçtir.
Erdemli insanlar ise “ailesinden aldığı eğitimi, öğretim hayatı ile harmanlayan ve son nefesine kadar
topluma değerler kazandıran” bireylerdir.
Lütfen, bir çocuğun yetişmesini sadece “anne eğitimine bağlayarak beyinlerinizde bir eğitim anlayışı”
oluşturmayın.
Bir çocuk “annesi, babası, kardeşleri, aile büyükleri, komşuları, çevresel faktörler, yazılı ve görsel
medya, reklam dünyası, değişen dünya değerleri, teknoloji vb” unsurlar ile birey olma yolunda ilerler.
İşte bu nedenlerle çocuğun birey olma yolunda ki gelişiminde yaşanan olumsuzlukları “çocuğu anne
yetiştirir” sözü ile anneleri “tek başına günah keçisi ilan etmek” akılcı bir yol değildir.
Özellikle teknolojide koşar adımlarla giden bir dünya var ve yetişkin bireylerde bu dünyaya yetişmek
isterken çoğu zaman gereğinden fazla büyük adımlar atmaktadırlar.
Yetişkin bireyler, bu adımları atarken çocuklara “rol model” olduklarını unutuyorlar.
Teknolojinin günümüz yaşamına getirdiği “rahatlığı aynı zamanda teknolojiyi elde etmede ekonomik
kaynaklarının sağlanması ile eşitlenmiş bir dünya düzeninde” elbette erdemli olmakta oldukça
zorlanıyoruz.
Ailede başlayan birey eğitimi, okullarda verilen eğitim-öğretim döngüsü içerisinde ki en önemli eksiklik
bana göre daha okul yıllarının ilk başlarında sınav stresi ile kaybedilmektedir.
Başarı odaklı çocuk eğitimi ve öğretimleri ise; çocukların birey olarak gelişimini tamamlayamamasına
neden olmaktadır.
Çocuklarımızın kişiliklerinin en çok geliştiği ve algılarının en yüksek olduğu ilköğretim çağlarında;
okullarımızda sınav yapılmadan ölçü tekniklerinin kullanılmasının öğrenmede kolaylık sağlayacağını
düşünen biriyim. Benzer eğitim ve öğretim sistemine en iyi örnek “Japonya” dır.
Elbette eğitim sistemin nasıl olması gerektiğine karar verebilecek bir konumda değilim, ancak bir vatandaş
olarak görüş paylaşımında bulunabilirim.
Sonuç olarak, sosyal medyayı incelediğimizde erdem ve birey eğitimlerinin eksikliğinin topluma olumsuz
yansımalarını görmekteyiz.
Bu eksikliği giderebilmek için öncelikle “ebeveynlere hamilelik döneminden başlamak üzere devlet eli ile
birey eğitimleri, çocuklarımız okul çağına geldiklerinde ise okuma ve anlama, erdem ve kişilik gelişimi,
nezaket ve zarafet konularının” okullarda ders olarak müfredata yer verilmesi halinde “erdemli toplum
olma yolunda” önemli bir katkı sağlayacağını ayrıca düşünmekteyim.
Ayrıca “toplum ruh sağlığı – yetişkin birey eğitimleri konularında yerel yönetim projeleri” erdemli
toplum adımlarımıza önemli destek sağlayacaktır.

1

Unutmayın!
Çocuklar “fidan” misalidir, fidanı ne büyütür “su” değil mi?
Çocukların büyümesinde ki su ise “sevgi” dir.
Toprakta ki mineraller ise aileden başlamak üzere aldığı eğitim ve öğretimlerdir.
Unutmayın!
Sevgisizlik “bireyi içinden kemiren kurt” misalidir.
Yaşamı sadece kendimiz için değil, başkaları içinde içselleştirmeyi ve birbirimizi ötekileştirmeden sevmeyi
başarabilirsek erdemli olma yolunda büyük adımlar atabiliriz.
Yüreklerinizden ve ocaklarınızdan sevginin eksik olmaması temennilerimle…
Songül Kişioğlu