GEÇMİŞE ÖZLEM
Bizim eskiden spor ayakkabımız yoktu,
On numara kara lastik giyerdik,
Bizim eskiden arabamız, traktörümüz yoktu,
Sahibine ölümüne sadık bir atımız,
Birde çift çeker bir kağnımız vardı,
Ama öyle mutluyduk ki anlatamam,
Bizim eskiden elektriğimiz yoktu,
Anamla gaz lambasında yarılardık geceleri,
Bizim eskiden yaylalarımız özgür dağlarımız vardı,
İnternet çekmezdi ama,
Haberleşemezdik ama,
Zaten bütün akrabalar, dostlar komşular hep beraberdik,
Bizim eskiden oyuncağımız yoktu ama,
Çelik çomak, saklambaç oynardık,
Biz hep böyle mutluyduk,
Mutluluğu aramak derler ya,
Biz asla aramazdık,
Çünkü mutluluk bizim kapımızdı,
Bizim eskiden televizyonumuz yoktu,
Zaten hayatımız bir film gibiydi,
Her gün atlarımıza biner,
Yeni yerler, yeni dağlar keşfederdik,
Bizim öyle allı pullu telefonumuzda yoktu,
Ama köyümüzde bir tek Ahmet amcalarda telefon vardı,
Keyifliydi, çünkü uzak yerlerde eş den dosttan haber almak için,
Beş km yol yürür, sonra iki saat sıramızı beklerdik,
Zehra teyzem İstanbul’daydı, sonunda konuşurduk,
Ama ikinci buluşmamız tam 6 ay sonraydı,
Bu bile bize yeterdi,
Yaylalardı, dağlardı mutluluğumuz,
Babaannemin kaymaklı ayran çorbası,
Anne anemin guzine sobada yaptığı ketesi,
Baş yemeğimizdi,
Bizim beton evlerimiz yoktu,
Ahşaptan sıcacık evlerimiz vardı,
Bizim hiç mutsuzluğumuz olmadı,
Bütün mahalle bir ev gibiydik,
Her akşam bir evde, cevizimiz,
Yanında da sobada pişmiş patatesimiz,
Ertesi gün iş varsa,
Bilin ki herkes imece olurdu,
İşte böyleydik biz,
Şimdi bizi özleyen o günleri,
O boş evleri, bizi bekleyen yüzleri,
Her gün her gün bir daha özlüyorum…
Hakan TEMUR
Veteriner Hekim