HUKUKİ BAKIŞ
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
İnsan düşünme kabiliyetine sahip olması sebebiyle diğer canlılardan ayrılır.Descartes‘Düşünüyorum öyleyse varım’ sözleriyle düşünce ile varoluşu ilişkilendirmiştir. İnsanoğlu sadece maddi varlığı ile değil aynı zamanda manevi varlığı ile de bir bütündür. Bu bütünü tamamlamak, kişiliğini geliştirmek için kendisini ifade edebilmelidir.
İfade özgürlüğü tıpkı yaşam hakkı gibi en temel haklardandır. Çekirdek hak dediğimiz devletin dokunamadığı, müdahale edemediği negatif statü haklarındandır. İfade özgürlüğünü herkesin düşündüğünü söyleme, açıklama ve yayma hakkı olarak tanımlayabiliriz. İfade hürriyeti gerçek ve tüzel kişilerin hepsi için geçerlidir. Bu hakkın kapsamında,haber ve görüş alma yani bilgiye erişim hakkı, düşünce ve kanaate sahip olma, düşünce ve kanaati açıklama ve yayma hürriyeti vardır.
Anayasamız 25.maddesi ‘Düşünce ve Kanaate Sahip Olma’, 26.maddesi ‘Düşünce ve Kanaati Açıklama ve Yayma Hürriyeti’ başlıkları altında ifade hürriyetine yer vermiştir.Anayasa madde 26/1’de ’Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.’ şeklindedir.Uluslararası sözleşmelerde de çok büyük öneme sahip olan ifade özgürlüğü AİHS 10.maddede düzenlenmiş ve AİHM’in içtihatlarıyla geniş bir uygulama alanı bulmuştur.AHİS madde 10/1 ‘ Herkes görüşlerini açıklama ve ifade özgürlüğüne sahiptir.’ der. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir.’ Anayasamızın 90.maddesinde yapılan son değişiklikle uluslararası sözleşmeler hiyerarşik olarakanayasanın üzerinde kabul edilmiş ve AHİM kararlarına uyulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu hakkı ihlal edilenler ihlal eden işlem veya eylem aleyhine bireysel başvuru haklarını kullanabilirler.
İfade özgürlüğü elbette sınırsız değildir. Bir başkasının hakkının başladığı yerde ifade özgürlüğünün sınırlanması doğaldır. AHİS’te ki sınırlama nedenlerine baktığımızda ise ifade özgürlüğünün meşru amaçlarla, kanunla ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak sınırlanabildiğini söyleyebiliyoruz. İç hukukumuzda ise sınırlama sebeplerinin anayasa 13.madde genel sınırlama sebepleri ve 26/2 özel sınırlama sebepleri şeklinde ikiye ayrılarak belirlendiğini söylemek mümkün.
İfade özgürlüğünün önemi bizim için diğer özgürlüklerin elde edilmesi, korunması ve devam ettirilmesinde asli bir unsur olmasıdır. İnsan hakları ihlallerininolduğu yerlerde ifade özgürlüğünün de olmaması muhtemel bir durumdur. Dünya üzerindeki medeni ülkelere baktığımızda ifade özgürlüğüne ve insan haklarına verilen değerin ne denli büyük ve önemli olduğunu görmek mümkündür. Ülkemiz maalesef ifade özgürlüğü bakımından AHİM’de en çok mahkum olan ülkelerdendir.
Çağdaş, medeni, demokratik bir devlet olma arzusu yolunda ifade özgürlüğü bir köşe taşıdır. Birçok hakla da iç içe olan ifade hürriyeti diğer haklarımızın garantisidir.Basın özgürlüğü, eleştiri hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi haklarla iç içe geçmiştir.
T.C Anayasamıza göre ülkemiz demokratik bir hukuk devletidir. Bu bağlamda ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve uygulamada ki eksiklerin giderilmesi için yasal düzenlemelerde değişikliklere gidilmeli gerekli tüm adımlar atılmalıdır. Gençler ancak özgür ortamda kendilerini geliştirebilir ve ülkelerine katkı sunabilir. Onlara bırakacağımız en büyük miras fikirlerini geliştirebilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri sansürsüz bir ortamdır.