HUKUKİ BAKIŞ
YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA EĞİTİM KONUSU
Eğitim hakkı temel bir insan hakkıdır. Yalnız anayasamızda değil uluslararası bir çok belgede de tanınan ve güvence altına alınan bir haktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin eğitim hakkının tanınması ile ilgili birçok kararı vardır. Anayasamızın 42.maddesinde de eğitim öğrenim hakkı ve ödevidüzenlenmiştir. 42.madde öncelikle kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağını,devamında da eğitim ve öğretimin dayandığı temel esasların neler olduğunu belirtir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Hal böyle iken eğitim ve öğretim konusunda devletimize düşen yükümlülük büyüktür.
Eğitim-öğretim, birçok tarafı ve bileşeni olan bir yapı arz eder. Bu dakarmaşık, girift bir sorunlar yumağı ortaya çıkarmaktadır. Fiziksel alt yapı ve donanım eksikliği, teknolojik imkanların kısıtlılığı, öğretmen sayısının yetersizliği, fırsat ve imkan eşitliği(kır-kent arası gibi) sorunları gibi bir çok sorun her yıl gündeme gelen bazı sorunlardır.
2022-2023 Eğitim-Öğretim yılına girdiğimiz bugünlerde de eğitim ve öğretimle ilgili sorunlar güncellenmekte, tartışmaya açılmaktadır. Kronikleşen birtakım sorunlar olmakla birlikte özellikle pandemi süreci de son yıllarda eğitim ve öğretimi olumsuz yönde etkilemiş temel bazı sorunların üzerine bir de bu sürecin getirdikleri eklenmiştir. Pandemi sürecinde eğitim ve öğretim online yapılmış ancak internete ulaşamayan ya da bilgisayarı, tableti olmayan bir çok öğrenci yeterli bir eğitim alamamıştır.Bu durum büyük bir imkan eşitsizliği sorununu ortaya çıkarmış her yıl yapılanLise Giriş Sınavı(LGS) gibi Türkiye genelinde uygulanan ve tüm öğrencilerin katıldığı bir sınavda büyük bir adaletsizliğin yaşanmasına sebep olmuştur. Ayrıca online eğitimin yüz yüze eğitime göre verimliliği de tartışmaya açıktır
Ancak bugünlerde aileler için en büyük sorun ekonomik sebeplere bağlı yaşanılan olumsuzluklardır.Kırtasiye malzemeleri geçen yıla göre 3-4 kat artmış misal; geçen yıl 50 TL olan kalemlik bu yıl 200 TL olmuş, okul kıyafetleri aşırı pahalanmış, servis ücretleri geçen yıla oranla oldukça yükselmiş bu da aileleri, zora sokmuştur. Çocuklar kantin fiyatlarından yakınır hale gelmiş yeterince beslenemediklerinden şikayet etmeye başlamışlardır.
Bir diğer dikkat çeken sorun okulların tadilatının yaz döneminde yapılmayıp tam okullar açılırken yapılması bu nedenle de çocukların geçici olarak başka okullara nakledilmesi bu durunun da mağduriyetlere yol açmasıdır.
Anayasamızın 2.maddesine göre devletimiz sosyal bir hukuk devletidir. Bunun gereği olarak ta güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlüdür.Devletimiz eğitimde fırsat ve imkan eşitliğinisağlamak adına gerekli tüm tedbirleri almalı üzerine düşen görevi eğitim sistemini oluşturan tüm taraflar ve yapılarla birlikte yerine getirmelidir. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, kırsalından kentine eğitimin niteliği ve niceliği eşitlenmeli sosyal devlet ilkesi hayata geçirilmelidir. Bir köy okulunun fiziksel donanımı, teknolojik imkanları ile şehirde ki okulun fiziksel donanımı, teknolojik imkanları aynı olmalı kız çocuklarının köylerde okula gönderilme oranı yükseltilmelidir.
Yazımızın başında söylediğimiz gibi devletimizin yükümlülüğü anayasadan kaynaklanmakta olup sosyal adaleti tesis etmek için sivil toplum kuruluşları, aileler, öğretmenler, öğrenciler hatta ekonomistler gibi tüm paydaşlar kaliteyi artırmak adına bir araya gelebilmeli ve bir sistem dahilinde çözüm üretebilmelidir.