İstifalar açıklanmalı
Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av.Tufan Akcagöz, Balıkesir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un da istifası sonucunu doğuran süreci değerlendirdi
‘TEHDİT VARSA AÇIKLAMA YAPILMALI’
Ahmet Edip Uğur’un istifasını duyurduğu basın açıklamasının, suç duyurusu niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini ve Cumhuriyet Savcılarının bu konuda hiç vakit kaybetmeden harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Akcagöz, “ Balıkesir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, baskı altında ve kendi ifadesiyle, ailesine varan tehditler altında görevini bırakmak zorunda kalmıştır. Bu istifa kararı, geçerli bir hukuki sonuç doğurmaya yetecek bir karar değildir. Ortada bir tehdit varsa, derhal bunun araştırılması gerekir. Cumhuriyet Savcıları harekete geçmelidir. Seçilmiş bir insan, baskı altında olduğunu ve tehdit edildiğini söylüyor. Daha ne desin? İstifa, tek taraflı alınan ve kişinin bağımsız iradesini yansıtan bir beyan anlamına gelir. Kişinin, kendi isteği dışında bir tazyik ve tehditin etkisiyle böyle bir karar alması, ortada soruşturulması gereken bir durumun varlığı karşısında, istifanın beklenilen sonucunu doğurmaz. Dolayısıyla, konuya bu açıdan bakmak gerekir. Ortada, bağımsız ve iradi alınan bir karar yoktur. Başkan, bu durumda Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılamaz.” dedi.
BASKI VE TEHDİT
Yerel yönetimlerin, seçim yapılmadan bu şekilde dizayn edilmeye çalışılmasının, vatandaşın üzerinde büyük bir şaşkınlık ve endişeye sebep olduğunu söyleyen Tufan Akcagöz, “Vatandaş sandığa gitmiş, tercihini yapmış. Yerel seçimlere, normal takvime göre bir buçuk sene var. Ancak, Belediye Başkanları, baskıyla tehditle istifa eritiliyor. Millet ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Beştepe dolaylarından, totaliter bir rüzgar esiyor, bunu görmek lazım. Bir kişi, evet tek bir kişi ne isterse o oluyor. Böyle demokrasi olmaz. Böyle demokratik rejim işletilemez. O halde seçim yapmaya ne gerek var? Seçim de yapmayalım. Tayyip Erdoğan, dilediğini getirsin, dilediğini götürsün. Millet de kaderine razı olsun. Olmaz, olamaz ve bu durum asla kabul edilemez. 16 Nisan’dan önce, tek adama verilecek olan yetkilerin nelere mal olacağını anlatmaya çalışmıştık. İşte, henüz sistem değişmeden uygulama başladı. Bir de değişince neler olacak kim bilir? Demokrasilerde asıl olan, çoğunluk iradesinin himayesi ile birlikte azınlık haklarının da korunmasıdır. Şimdi bu baskılara maruz bırakılan, iktidar partili belediyeler. Yani, kendi partisinin belediye başkanlarına bunu yapan, muhalefete neler yapmaz? Elbette bu kötü günler geçecek, yeniden demokratik bir sistem için yollara düşeceğiz, çalışacağız. Buna ihtiyacımız var.” diye konuştu.