‘İTİRAF EDİYORUZ!..’
TKP’nin ‘Tarikatsız, mafyasız, patronsuz düzen’ buluşmalarının Samsun ayağında, PMK Üyesi Aydemir Güler, “İtiraf ediyoruz, çok hızlandık ama bu gericiliğin, yozlaşmanın hızına yetişemiyor” dedi
Türkiye Komünist Partisi’nin(TKP) birçok kentte devam eden ‘Tarikatsız, mafyasız, patronsuz düzen’ buluşmalarından biri de dün Samsun’da gerçekleştirildi. TKP Parti Merkez Konseyi(PMK) Üyesi Aydemir Güler’in katılımıyla gerçekleştirilen buluşmanın açılış konuşmasında ‘Peker’ videolarıyla ayyuka çıkan çürüme ve kirliliğe Samsun yerelinden de örnekler verilerek TKP İl Başkanı’na açılan hakaret davasına dikkat çekildi.
Toplantıda, “Yöre halkının Çarşamba BES’e karşı mücadelesine rağmen Büyükşehir Belediyesinde usulsüzlüklerle dolu santral projesi onaylanırken ‘Kaça sattınız bu halkı?’ diye sorduğu için yoldaşımıza dava açıldı. Ancak, ardından eli kanlı bir mafyanın videolarıyla tüm ülke ve halkı kaça sattıklarını açıkça anlattılar.” denilerek 30 Haziran Çarşamba saat 10.25’te görülecek ikinci duruşma için dayanışma çağrısı yapıldı.
PANDEMİ BAHARI, TURİZM İÇİN
Sendika temsilcileri, EMEP ve Sol Parti heyetlerinin de katıldığı buluşmada, TKP üyesi olan yeni gönüllülere parti rozeti takılmasının ardından TKP PMK Üyesi Aydemir Güler, Türkiye’de eşitlik, özgürlük, emeğin hakları için mücadele edip örgütlenen herkes gibi pandemi kısıtlarının bitmesini iple çekerken bugünlerde yaşatılan pandemi baharının aslında turizm sektörünü kurtarmaktan ibaret olduğunu, ardından özel okulları kurtarma zamanının geleceğini, düzeni yönetenlerin halkın sağlığıyla bir ilgisi olmadığını öne sürdü.
PATRONLAR ÇETESİ KAR EDİYOR
“Mesele artık pandemi meselesi değil” diyen Güler, Marmara’da deniz salyasına neden olduğu düşünüldüğü için önce kapatılma kararı verilen, 4- 5 gün sonra ise siparişlerinin aksamaması için kapatılması ertelenen şirket örneğini verdi. Aydemir Güler, “Patronlar çetesi, Marmara’nın üstünde tepine tepine kar etmeye devam ederken siparişlerin aksamaması, Marmara’nın çöpe dönüşmesinden daha önemli. Hükümet, onların hükümeti; burada halk sağlığının bir önemi yok. Önemli olan temsil ettikleri sınıfın çıkarları… Türkiye’nin herhangi bir yeri diğerine göre daha iyi veya daha kötü değil, çünkü sistem bu. Bir sınıfı temsil ediyorlar ve bu sınıfın iktidarı memleketin en büyük metropollerinden en ücra köşelerine kadar her yana yayılıyor” dedi.
PEKER AÇIKLAMALARI NİYE TEPKİ ÇEKMEDİ?
Sedat Peker’in açıklamalarından hareketle, bu fotoğrafın küçük bir parçasının Gezi direnişindeki gibi kitleleri ayaklandırabilecekken 2021 Türkiye’sinde tepki görmemesini, frene basılması, toplumun örgütsüzlüğüne karşın egemen güçlerin çok örgütlü oluşuyla açıklayan Güler, mafya, sermaye, din, siyaset ve medya holdingleriyle düzenin her tarafına yayılmış örgütlü bu kirliliğin yüzeye fışkırmak için fırsat beklediğini söyledi. Aydemir, şöyle devam etti:
“Türkiye kapitalizminin olağan işleyişinde bir devlet ihalesinin yolu zaten mafyadan geçiyor. Böyle olunca ülkeyi yöneten güçler zaman zaman düşman kardeşlere bölünse de hepsi birlikte örgütlüler ve hep beraber frene basıp mafya meselesi mümkün olduğunca sarsıntı yaratmadan geçsin istiyorlar. Şaşırılan, sadece işin boyutu; onun dışında bilmediğimiz bir şey yok. Türkiye’de ihale sistemi böyle, burjuva düzen siyaseti ve bu sınıfın üyeleri böyle… Ben ısrarla tekrar ediyorum; Sedat Peker’in tarzı, beden dili ya da argosu… İçişleri Bakanı’ndan, Türkiye’nin cumhurbaşkanından ne farkı var? Ama, bakıyorsunuz en büyük medya tekelini emanet ettikleri patronlarının da bir farkı yok, ABD’den Türkiye’ye kaç milyar döviz soktuğunu söyleyen kara para aklayıcısı adamın da bir farkı yok. Büyük bir aile, aileler değişiyor. Susurluk günlerinde Demirel’le çekilmiş fotoğraflar ünlüydü, şimdi Soylu ve Erdoğanlı fotoğraflar değer taşıyor.”
CHP MİLLETVEKİLİNİN GAFI VE İMAMOĞLU
Türkiye’de bilgi değil örgütlenme eksikliği olduğunu öne süren Aydemir Güler, “Örgütsüz insanlar ayağa kalkmaz mı, kalkar. Gezi günleri öyleydi, örgütsüz bir halk bundan daha büyük bir şey yapamazdı. Bu mücadele deneyimi ve ödenen bedellerin dersi olarak örgütlenmek gerek. Bizim derdimiz bu düzen ve bu düzeni AKP temsil ediyor. Bu kirlilikten nasıl kurtulabiliriz, konuşmamız gerekiyor. En popüler yanıt, ‘ilk seçimde kurtulacağız.’ Bunun artık işin ayıp hale geldiği bir örneğini müzik yasağıyla ilgili bir CHP’li milletvekili verip dedi ki, ‘ilk seçimde bunları götürürüz, ondan sonra after party düzenleyeceğiz.’ AKP’nin basamadığı nasıra bastı. ’İlk seçimde kurtuluruz’ meselesi bu tür büyük gaflar işlenmediği sürece çalışmaya devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da kulaklıkla müzik dinleme gibi başka bir gaf yaptı.
‘Aman sokağa çıkmayın, aman provokasyon olur diyorlar, bunun için sokağa çıkmamız mı gerekiyor?” diye konuştu.
‘YOZLAŞMANIN HIZINA YETİŞEMİYORUZ’
Türkiye solunda örgütlenme uğraşında olan tek siyasi partinin TKP olmadığını da söyleyen Güler, “Çeşitli kuruluşlar, platformlar, sendikaların çabası var. TKP de örgütleniyor; yeni parti binaları, semt evleri, işçi evleri açıyoruz. Köy evleri de açmaya başlıyoruz. Aldığımız yolu çok seviyoruz, hızlanmaya çalışıyoruz bir taşın üstüne biraz daha koyarak. Elbette çok değerli ama bunları katlayıp sıçramamız lazım. Türkiye Komünist Partisi kendi adına itiraf ediyor, biz çok hızlandık ama çok hızlanmamız ülkedeki gericiliğin, yozlaşmanın hızına yetişemiyor, yetmiyor. Herkesin çalışması lazım. Hiçbir şeyi ertelemeden bu doğrultuya bakanlarla her şeyde anlaşamasak da ana ilkelerde anlaşmak gerekiyor. Örneğin laiklik meselesinde anlaşacağız ki onun için mücadele edelim. Dolayısıyla Türkiye’de örgütlenmeye çalışan ilericilik, direnme, AKP’nin yoketmeye çalıştığı değerlerin de daha iyilerini kurmamız gerekir diyenler kolkola girmelidir” dedi.