kanser insana bir eziyet mi?
Melike Gün’ün kaleminden..
Kanser, insana bir eziyet mi? Ceza mı? Yoksa bir ders mi?
Verdiğimiz mücadelelerin hepsini sabırla yenmiyor muyuz?
Direnerek kimi zaman ağlayarak kimi zaman öfkelenerek geçen zamanlar her defasında bizi güçlendirmiyor mu?
Bu kanseri isyan ederek mi yeneceğinizi sanıyorsunuz?
Her bir ağrı zaten bizi yıpratırken bide biz kendimizi ve ailemizi mi yıpratacağız isyan ederek, direnmeyerek.
İsyan bizim zaafımız. Kanser bizim bu zaafımızı kullanmak istiyor. İzin vermeyin!
Ruhunuzun derinliklerinde o sakladığınız neşeli kişiliği çıkarsanıza. O bizim asıl ilacımız.
Ben aynanın karşısına geçememeyi kanserle öğrendim.
Ama kendimi sevmeyi de kanserle öğrendim.
Duyarlı olmayı da kanserle öğrendim.
Zamanında bilmediğim Dünya Kanser Günü’ nü de kanserle öğrendim.
Ufak tefek acılar yüzünden kendini yıpratan insanlar, gözlerinizi iyice açın ve Dünya’ya bir bakın.
Ya biz..
Bizim savaşımızdan daha büyük şeylerle savaşan insanlar var.
Ve ben bunu düşündüğüm zaman kendi savaşımı küçük görüyorum.
Bu bana Ne yapıyor biliyor musunuz?
Yılmamayı, pes etmemeyi öğretiyor. Asıl ilaca ulaşmamı sağlıyor.
Elbette yıkılışlar oluyor, temeller çok kere yeniden atılıyor.
Başlarda nasıl temel atacağınızı bile bilmiyorsunuz ama öğreniyorsunuz.
Çevrenizdeki kaderdaşlarınıza, hastane odalarına, o söyleyemediğimiz değişik isimlere, kanı hangi hemşireye aldıracağınıza alışıyorsunuz.
Başta korktuğun kızdığın gitmek istemediğin doktora sonrasında çarenin onda olduğunu bildiğin için gülerek gidiyorsun.
Daha onlarca tecrübe…
Yenmeyi en çok ailen için istiyorsun. Çünkü onların gözündeki çaresizliği, yorgunluğu en çok sen görüyorsun, beraber yaşıyorsunuz.
Zamanında saçma şeyler için kavga ettiğin ailenin senin için nelerden vazgeçtiğini görüyorsun. Çevrendekilerin gücü seni güçlü kılıyor.
Onların gözündeki o mutluluğu görmek için mücadele ediyorsun.
Sağlıklıyım diyebilmek için mücadele ediyorsun.
Halbuki eskiden sağlıklıyım demek bu kadar önemli miydi?
Şükrünü biliyor muyduk?
Kanser bizim cezamız değil, bizim dersimiz. O damarlarımıza işleyen kemoterapi sıvısı çoğu şeyimizi kaybettirirken sağlığımızı kazandırıyor.
Aldığı şeyler büyükken verdiği şeyler daha büyük daha güzel. En önemlisi de sağlığın ve hayat tecrübelerin…
Hastaneyi sevmiyorum ama ona minnettarım.Doktorları sevmiyorum ama onlara minnettarım. Kanseri de sevmiyorum ama ona da minnettarım.
Bu yüzden başınıza ne gelirse gelsin hayatın size acımasız davrandığını değil tiyatrosunda size en zor rolü verdiğini düşünün. Size yakışanda o rolü en iyi şekilde oynamak.