KAYBOLAN HER BUZAĞI KAYBOLAN BİR GELECEKTİR
Mesleğim benim;
Mesleğimiz emek isteyen, sevgi isteyen, sabır isteyen, özveri isteyen bir iş. En can alıcı noktası da ağzı var dili yok derler ya bizimkisi de işte bu dili olmayan bu yavrulara merhem olmak gibi bir şey.
Bugün anlatmak istediğim, hayvancılık yapan veya bu işi yapmak isteyenlere kısa bir tavsiye üzerine. Sosyal medyada uzun zamandır gözlemlediğim, hayvancılık yapanların sürekli sıkıntıları, yem fiyatları en önemli gündem. Ben bu işin ticari boyutuna çok girmek istemiyorum. Asıl hani derler ya buz dağının arkası.
Görünmeyen belki dikkat edilmeyen farklı bir gerçeği anlatmak istiyorum.
Buzağı kayıplarımız:
Üzülerek söyleyeyim ki çok basit hatalardan veya yanlış uygulamalardan kaybettiğimiz buzağı sayımız çok çok fazla. Rakam vermek istemiyorum ama. 2018 bakanlık kayıtlarında 100.000’lerle ifade ediliyor. Bu kaybı ben bir buzağının fiyatı üzerinden hesap yapmak istemiyorum. Bunun örneğin yarısı dişi olsa 50.000 damızlık kaybetmişiz demek ki. Bu 50.000 damızlık doğum yapsaydı, hadi 4 laktasyon yaşasaydı. Kaybolan süt, et hesabını siz yapın. Bu 50.000 damızlık sağ olsaydı, 2 şer tane 25.000 fakir aileye dağıtsaydık, şu anda kim bilir kaç bebeğin yüzü gülerdi, kaç annenin sofrası şenlenirdi.
Kaç baba belki de pazara gider çoluk çocuğa aş ekmek alırdı. İşte sevgili dostlar, bir canın ne kadar kıymetli olduğunu, yaşatılan bir buzağının, her yönüyle hepimize ülke ekonomisine ne kadar katkısı var değil mi. Şöylece özetleyeyim. Ölen bir dişi buzağı yaşasaydı, her zamam söylüyorum, hani yukarda dedim ya 100.000’lerin üzerinde, iddia ediyorum bir buzağı içinde kaybımız 100.000 tl nin üzerinde. Bunun önüne geçmemiz, yavaşlatmamız lazım. Ne kadar fazla buzağı yaşatırsak, her yaşattığımız bir buzağı inanın bir çocuğun geleceğini, eğitimini garanti altına almış olacağız. Ben bunu şöyle sloganlaştırmak istiyorum. Her kaybolan bir buzağı kaybolan bir gelecektir.
Kalın sağlıcakla…
Hakan TEMUR
Veteriner Hekim