“Kimin ihmali varsa hesap vermeli”

TARİHİ KIYIM

Tüm dünyanın, elinde bulunan tarihi eserleri korumak için insan üstü çaba harcadığını belirten Akcagöz, “Bafra ilçemizde, tarihi çarşıda bulunan bir kuyumcunun, restorasyon çalışmaları sırasında 17. yüzyıla ait 400 yıllık tarihi kemerin de kepçeyle yıkılmış olduğunu üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Tarihi eserler, dünyanın ortak mirasıdır. Bizim elimizde bulunan bir tarihi eser, sadece bize ait değildir. Bu eserler, tüm dünya milletlerinin ortak değerleridir. Yıllarca, Anadolu topraklarında var olan kültürel değerlerin bir kısmına hiç kıymet verilmediğini, bir kısmının tahrip edildiğini ve bir kısmının da yurt dışına kaçırıldığını biliyorduk. Bu, coğrafya olarak kültürel anlamda bize büyük zararlar vermiştir.  Yüzyıllar öncesinden gelen ve insan eli ürünü olan her şey, korunmaya muhtaçtır ve mutlaka gelecek nesillere aktarılacak şekilde korunmalı ve yaşatılmalıdır. Ancak, şimdi işte yanı başımızda, Bafra’da böyle bir tarih cinayeti işleniyor. İnsanın üzülmemesi mümkün değil. Ancak, üzülmek bize bu değerlerimizi geri getirmiyor. Kaybolan tarih, bir daha geri gelmiyor. Restorasyon nedir? Tarihi dokuya zarar vermeden ne olacaksa olmalıydı. Tarihi esere el sürülmeden gerekli düzenleme yapılmalıydı. Bu, pekala mümkündü. Vatandaşın gösterdiği duyarlılığın, yetkililer tarafından gösterilmediğini görmek endişe verici. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, insan eli ürünü küçük bir eser bile had safhada kıymet görürken, bizdeki bu aymazlığı anlamak mümkün değil.” dedi.

DEVLET KURUMLARI UYUYOR MU?

Tarihi kemerin yıkılmasına vatandaşların da tepki gösterdiğini dile getiren Tufan Akcagöz, ” Ancak görüyoruz ki, vatandaşların gösterdiği bu tepki, karşılık bulmamış. Bafra Belediyesi, gözünün önünde gerçekleşen bu tarih kıyımına neden sessiz kaldı? Bafra Kaymakamlığı, 400 yıllık bir tarihin yok edilmesine neden müdahale etmedi? Devlet kurumları uyuyor mu? Tüm Bafralıların, bu tepkiyi göstermeye hakkı var.  Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün, konuyla ilgili bir açıklama yaptığını öğrendik. Geç kalınmış bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün, önleyici görevi de vardır. Bu kurumun, olay geçip bittikten sonra açıklama yapması, basit bir vatandaş tepkisi niteliğindedir ki, önleyici görevin rafa kalktığı anlamını taşımaktadır. Gerekli cezai işlemlerin yapılacağının deklaresi ötesinde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün, ilçedeki idari birimlerle koordineli olarak bu yıkımı engellemesi gerekirdi. Dört yüz yıllık bir tarih yıkılıyor ve bu olay burnunuzun dibinde yaşandığını halde haberiniz olmuyorsa, bu da vahim bir durumdur. Müdürlükten ve Belediye’den onay alınmadan böyle bir işe girişmek, devlet kurumlarının varlığına rağmen böyle bir karar alıp uygulamak, devletin zaafını yoklamak anlamına gelir ki maalesef yaşanılan olay, böyle bir otorite boşluğunun varlığını da ortaya koymaktadır. Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulundan da bir açıklama bekliyoruz. Samsun Valiliği de konunun üzerine gitmelidir. Şimdi yapılacak olan şey, ihmali olanların üzerine gitmek ve gerekli hukuki süreci başlatmaktır. İhmali olan kurumların da bu noktada soruşturmaya dahil edilmesi gerekir. Her ne kadar yıkılan tarihi kemeri geri getiremese de, bundan sonrası için tarihi eserlerin korunması noktasında caydırıcı bir sonuç ortaya çıkmış olur.” diye konuştu.