Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Yağmurlu
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 11°C
Sal 12°C

Nedir Bu Boykot İşi?

Şimdi gelelim gerçeklere…

Nedir Bu Boykot İşi?
REKLAM ALANI
11 Eylül 2018 12:41 | Son Güncellenme: 22 Eylül 2018 18:11

Son dönemde ABD ile Türkiye arasında yaşanan kriz devletin ve vatandaşın tüketim eğilimlerini yeniden gözden geçirmesine vesile oldu.

Bazıları siyasi menfaat için bazıları milliyetçi duygularıyla elma logolu ürünlerini parçaladı ve sosyal medyadan yayınladı.

Zaten geçmişten günümüze kadar hep sosyal medyadan belirli markalar paylaşılır.

Bunlar İsrail malıdır kullanmayın denilir ve bu ürünlerin satışında hiçbir değişme olmaz.

Şimdi gelelim gerçeklere.

Yahudilerin ticarette başarılı olduğu bir gerçektir ve yaptıkları işi iyi yaparlar bu sebeptendir ki en kaliteli ürünler hep onlardadır.

Fakat atladığımız bazı noktalar var.

Örneğin meşhur bir kola markası yıllardır İsrail malı içmeyin diye anılır fakat baktığınızda Filistin’e yatırım yapan tek global şirket ve de büyük çoğunluğu Katar da dahil Müslüman Araplara aittir.

Diğer markalara gelince Yahudi markaları olduğu doğrudur fakat bu adamlar ülkemize yatırım yapmış, fabrika kurmuş istihdam yaratmış firmalar.

Bu firmaların ürünlerini almamak kime zarar verir?

Ya da zaten parasını verip aldığımız ürünleri kullanmamak zarar vermek aslında kime zarar verir? Dolayısı ile şahsi olarak benim görüşüm boykot ederken çoktan seçmeli kriterler ile karar verilmeli. Benim ülkeme yatırım yapmış, insanıma istihdam sağlayan, ekmek veren firmalar ayrıdır yurt dışında üretimi yapılıp ithal edilen ürünler başkadır.

Örneğin 2 sene önce telefon ihtiyacım olduğunda Amerikan malı almak yerine Kore kökenli bir firmadan telefon almayı tercih etmiştim çünkü Kore otomotiv sektörü ve bazı birkaç sektörde daha Türkiye yatırım yapmış, istihdam sağlamış bir ülke.

Peki, neden yerli marka tercih etmedin derseniz o yerli marka o zaman benim telefondan beklentilerimi karşılamıyordu ve de ekran, yazılım vb. bileşenlerini yurt dışından alıp sadece montajı Türkiye’de yapılan bir ürün olduğu için tercih etmedim.

Çünkü montaj fabrikası olursanız ihracatınız artar belki ama ithalatınız da artar çünkü sattığınız her ürün kadar yurt dışından hammadde almanız gerekir. Yani cari açığa bir faydası olmaz.

Peki, nedir bu cari açık derseniz, basitçe anlatmak gerekirse ülkemizin döviz ile yurt dışından satın aldığı mallara ödediği para ile yurt dışına döviz ile sattığı mallar için aldığı para arasındaki fark diyebiliriz.

Eğer siz yurt dışından gelen dövizden fazla döviz harcarsanız yani döviz açığınız olursa kalan döviz borçlarınızı ödemek için kendi anaparanızı döviz ile takas etmek zorunda kalırsınız ki eğer o döviz sizin para biriminize karşı çok değerli ise bu ülkeyi ciddi bir maddi zorluğa sokar.

Ayrıca yine yurt dışından döviz ile alınan borç, Türk parasının döviz karşısında değerini yarı yarıya kaybetmesi durumunda 2 katına çıkmış olur ki o borcu ödemek için 2 katı Türk parası vermeniz gerekir.

 Peki, kurutuluş nedir?

Dünya da 2 ülkeden örnek verebiliriz.

Bunlardan ilki Rusya’dır ki dünyaya petrol ve doğal gaz satarak ciddi döviz geliri sağlar ve döviz harcamaları bu gelirin altındadır, hiçbir zaman Rus para birimi rubleyi döviz ile takas etmek zorunda kalmaz.

Zaten 1 Dolar yaklaşık 70 Ruble ediyor.

  1. örnek ise Güney Kore’dir ki Güney Kore otomotivden, akıllı telefon, beyaz eşya, televizyon, tıbbi cihazlara kadar üretip döviz ile satarak ciddi bir döviz geliri sağlamış ve döviz harcamasını gelirinin altında tutmuştur.

Yeni dönemde de sanırım ülkemiz doğu blok ülkelerine yakınlaşacak ve ülkeye giren para faize, borsaya değil yatırıma, fabrikaya, istihdama yönelik olacak. Ama bu süreçte biz vatandaşlara da önemli bir görev düşüyor.

Canımız her istediğinde arabamıza binip her yere arabayla gitmeyeceğiz çünkü aldığımız petrol döviz ile.

Toplu taşıma tercihlerimiz arasında olacak.

Yoksa ne trafik sorunu çözebiliriz ülkede ne de döviz yükünden kurtulabiliriz.

Yani şunu anlamalıyız aldığımız bazı ürünler devletimizi zora sokuyor.

Mesela ilginçtir ÖTV bu tarz mallarının talebinin azalması için konulur ama otomotiv sektöründe öyle ilginç bir şey yaşandı ki devlet yüklü vergiler koydukça talep daha da arttı ve de devlete ciddi bir gelir kaynağı oldu.

Devlet neredeyse üreten kadar kazanıyor.

Hal böyle olunca devlet neden yerli otomobili ürettiğinde kendi vatandaşına ucuza satsın.

Piyasada her şey arz-talep dengesidir ve bazı şeyler toplumun elindedir.

Biz bilinçli olursak bazı faydaları daha uygun fiyata elde edebiliriz.

Her şey bizim elimizde.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.