ÖĞRETMENİM
Adına öğretmen, muallim, hoca, rehber, eğitmen ne derseniz deyin, eğitim sistemimizin olmazsa olmazı öğretmenim…
Eğiten, öğreten, yol gösteren, rol model, nasihat eden, hakkı bir türlü ödenemeyen öğretmenim..
Öğretmenler günlerinde şiirlerle, şarkılarla, özlü sözlerle hatırlanan, hakkı bu dünyada olmasa da öteki dünyaya bırakılan meslek erbabı öğretmenim…
Kadrolu, sözleşmeli, ücretli, vekil ünvanları ve özlük hakları farklı, yaptığı işleri kutsal sayılan öğretmenim…
Eli öpülesi, sözü dinlenen, önünde hazır ola geçilen, anne ve babadan daha etkili öğretmenim…
Bu kadar önemli bir rol ve sorumluluk yüklenen bir mesleğe hak ettiği değer, statü ve özlük hakları veriliyor mu?
‘’ Milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin’’ denilen günlerden bu günlere nasıl gelindi?
‘’ Öğretmene varamadım.
Naylon çorap giyemedim.
Muradıma varamadım. ‘’
türküsünden buralara nasıl geldik?
Öğretmenin başına çuvalın geçirildiği, yanağının öğrenci tarafından okşanarak dalga geçildiği günlere nasıl gelindi?
Toplumun, ilgili kurumların bu duruma bu kadar sessiz kalması kabul edilebilir değil.
Öğretmen nasıl bu kadar etkisiz, yetkisiz hale getirdik. Yalnız bıraktık. Sınıfın dört duvarı hatta şimdilerde bilgisayar ekranına hapsettik.
Müfredatları değiştirin, kitapları yeniden yazın, güzel okul binaları inşa edin, içlerini son derece modern teknoloji ile donatın, içerisine iyi bir öğretmen koymadığımınız sürece eğitimde başarıyı yakalayamazsınız. Çünkü eğitim sisteminin en yetkili olmasa da en etkili unsuru öğretmendir. Öğrencisiyle ister sınıfta ister ekranda buluştuğunda öğretmen bildiğini, istediğini yapar.
Kalkınmayı, gelişmeyi, refahı yakalayan gelişmiş toplumlar bunu eğitimle başarıyorsa, bizde öğretmenlerimize hak ettiği değeri, statüyü ve özlük haklarını devlet- millet nazarında vermeliyiz.
‘’ Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir’’ M.Kemal Atatürk
Sağlıklı ve mutlu kalın…