‘SAVAŞTAN KORKAKLAR KAÇAR!..”SAVAŞTAN KORKAKLAR KAÇAR!..’
1965 Üniversiteli Samsunsporlular Derneği, kulüpte yaşanan olayları üzüntü verici bulduklarını belirterek, “Başkan Yüksel Yıldırım’ı bu konuda radikal kararlar almaya davet ediyoruz” çağrısı yaptı
1965 Üniversiteli Samsunsporlular Derneği, Yılport Samsunspor’da son günlerde yaşanan gelişmelerin ardından sosyal medya hesabından yazılı açıklama yaptı.
‘RADİKAL KARARLAR ALMAYA DAVET EDİYORUZ’
“Kendini Türk Futboluna kanıtlamış, armasında ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü bulunduran Samsunspor’da son dönemlerde yaşanan olayları şaşkınlıkla ve sükunetle takip ediyoruz” ifadesiyle başlayan açıklamada, ayrıca şöyle denildi:
“Samsunspor’un efsane başkanı İsmail Uyanık ile yol ayrımına gittikten sonra strateji değiştirip ‘artık menajerleri zengin etmeyeceğim’ diye açıklama yapan Samsunspor başkanı Yüksel Yıldırım’ın, canlı yayına katılan eski Futbol Gelişim Direktörümüz Batu Kaplan’ın açıklamalarından sonra ne kadar çok menajer oyunlarının içine düştüğünü üzüntüyle izledik. Başkan Yüksel Yıldırım’ı bu konuda radikal kararlar almaya davet ediyoruz. At binenin, kılıç kuşananındır.
BU SÖYLEM YILDIRIM’A YAKIŞMADI
Ayrıca dün akşam yaşanan canlı yayın sonrası bir taraftarın sayın başkan Yüksel Yıldırım’a twitter üzerinden yazdığı yazıya verdiği yanıtta, ‘Kulübü isteyene satmaya hazırım. Varsa nakit paranız indirim de yapmaya hazırım’ söylemini kendisine yakıştırmamaktayız.
‘SATMA’ KELİMESİNE TEPKİ
Her dönem kızarak, ‘Satma’ söylemini getiren sayın başkanın; savaştan korkakların kaçacağını ama inananların sonunda başaracağını hatırlatıyoruz. ‘Satma’ kelimesi ile Samsunspor gibi büyük bir camianın yan yanaya gelmesi ve getirilmesini istemiyoruz. Camiamızı bu güçlü kaos ortamından güçlü çıkarak, milli ara ile beraber çürük elmaların keskin kılıç ile ayıklanıp, güçlü bir hoca ile şampiyonluk yolunda mücadeleye devam ediyoruz.”
HER ŞEY ALINIP SATILAN BİR META DEĞİLDİR!
HELE BU BİR SPOR KULÜBÜYSE!
VE ÇOĞUNLUĞUN ORTAK DEĞERİYSE!
Yüksel bey,Samsun Spor kulüp başkanı,yolunacak “gaz” olmadığını belirterek;Kulübü sata bileceğini söyledi bir yaz akşamı serinliğinde
Sekiz sutun üstüne haykıran kara puntolarla…
Her şeyin metalaştığı kapitalist-emperyalist Dünyada,
Serbest piyasa ekonomisiyle yönetilen sistem altta kalanın canının çıktığı bir ekonomik sistemde.Ekonomi bir toplumun alt yapısıdır ve üst yapısıda bu ekonomik sisteme uygun koşullanan,birçok yerde de son kertede ekonomik sistem belirleyici olur ve yer yerde koşullara göre üst yapıda belirleyici olur.En genel anlamıyla,alt yapı son kertede belirleyici,üst yapı da etkileyici olur.
Üst yapıyı oluşturan;
Siyaset-ahlak-kültür-ideoloji-din. vbg.
Alt yapının durumuna koşullanır.
Eğer,eşitsizlik,adaletsizlik,ezme ezilme,rant,faiz,kâr gibi unsurlar varsa ekonomide üst yapılarda genelde onlara benzeşir.
Tüm bunlara karşı örgütlü ve bilinçli karşı bir duruş sergileyip yerine insanı olan bir ekonomik sistem getirmeyi düşünmüyorsan,
Spor spor olmaktan,eğitim eğitim olmaktan,din din olmaktan ve ahlak ahlak olmaktan çikar ve bütün değer varlıklarımız heba olur ve o vahşi ekonomik sistemin acımasızlığında kendine benzer maalesef.Ve işte o zaman kapitalizm “gölgesini satamadığı ağacı keser”
Ondan sonrada efendim “kendisini yolunacak gaz görür ve görenlerede itiraz eder.Oysa ticari serbes piyasa bu tip ahlaki değersizlikler yaratır ve insanlar bir amaç uğrunda bir araya gelirlerken bir birlerini yolunacak gaz durumuna konumlandırırlar.Elbette kapitalizmin de kendine uygun bir ticari ahlaki vardır.Ancak günümüz serbest piyasasında bu ahlak ahlaksızlığa dönüştü.
Bu gün sürekli;
“bunlar nasıl müslimanlar,
ekonomide yapmadıkları hırsızlık, rant,kâr,faiz ve eşitsizlik, haksızlık,başkalarının haklarına el koyan peşkeş çeken yapmadıkları ahlak dışı yanlışlıklar kalmadı”
diye yakınmaların nedenidir tüm bu yapılanlar.
Düşüne biliyormusunuz?
Bir şehrin takımı yalnız bir takımmıdır?
O şehrin spor
severlerinin sevdasıdır.
Ezilen sömürülen,sıkılan,horlanan gerçekliğin ve ruhun moral tazeliyen kurtuluş simgesidir.Özdeşleştiği kişiliğinin taa kendisidir.
O Şehrin turizm simgesi gelir getiren esnafın rahatlayan kollarıdır.
Şehri bütünleştiren,kaynaştıran çimentosudur.Velhasil spor kulübü yalnız spor kulübü değildir.
Hele hele yalnız şirket hiiç değildir.
Şirket kâr için,kulüp yarışmaların olduğu başarı,mutluluk,sağlık,ve görselliğin zevkle seyredilen heyecan kaynağıdir.
O şehrin insanları için canlı bir organizmadır!
Öyle alınıp satılan eşya,yada pazara satış için çikarılan mal (meta) değildir.
Ne yazıkkı bu piyasa ekonomisi,kâr ve daima kâr anlayışı Yüksel beyi zenginleştirmiş,şirketleştirmiş,
patronlaştırmış ama insanı değerleri,kurumları,toplulukları,
ulusal ve evrensel değerleri alınıp satılan bir meta olmadığını öğreten sistemlerden etkilenmemiş, bilememiş ve öğrenememiş.
Anlaşılan Silikon vadisinde bu tip değerlere rastlamak mümkü değildir!
Nasılki;”her yerde,her şeyde,
hep beraber olabilmek” derken “yarın yanağından gayri”demek zorunda kalan Nazım.
Neden bunu betimlemiştir
Çünkü,çoğu cinsellikte sınır tanımayan bu toplumda,yıllarca kadını meta(mal) olarak görmüş,onunda alınıp satılamayacak bir insan olduğunu bilemediğinden,”Yarin yanağından gayri” demiş,yanlış anlaşılmasın,karışıklık olmasın kadını mal gibi ortaklaştırmasınlar diye,anlatmaya çalışmış.
Bizim başkan Yüksel beyde keşke bunun farkında ola bilseydi ve Samsun Spor Kulübünün alınıp satılan bir meta (mal) olmadığını anlaya bilseydi…
Ondikuz Mayıs Lisesinde okurken 1978 lerde benim beden Eğitimi dersime gire bilseydi, belki birbirimizden olumlu etkilenir ve bu tip değerlere daha özen gösteren bir konumda olurduk!
Sevgi ve saygıyla…