SİYASETTE HAKARET DİLİ
Her insanın hassasiyet öncelikleri vardır.
İş hayatında, inançlarını yaşamada, siyasi tercihlerinde, özel hayatında, spor branşlarında, edebiyatta, müzik türlerinde, tatil yeri seçimlerinde, meslek veya eğitim alanında, giyimden, renk seçimine kadar hayatın her alanında bu öncelik ve isteklerine göre karar verirler.
Sizin özgürlük alanınıza müdahale edilmediği ve zarar verilmediği sürece buna karışmak kimsenin haddi değildir.
İnsanlara bu öncelik, tercih ve kararlarından dolayı aptal, cahil, eğitimsiz, salak, geri zekalı, koyun, vatan haini, namussuz, münafık, kâfir, gibi aşağılayıcı, hakaret edici ifadeler kullanmak kimsenin haddi ve hakkı değildir. Kimse kimsenin vatan, bayrak, millet, devlet sevgisini sorgulayamaz.
Toplumumuzun ortak değerleri ve birleştirici unsurlarını siyasetin malzemesi yapmamalıdır. Böyle yapmak yapanın aczi yetini, tükenişini, seviyesizliğini ve fikirsiz ligini gösterir.
Bizim insanımız tuttuğu takımı ve oy verdiği partiyi, kolay kolay değiştirmez. Ama ona karşı gösterilen saygı sizin takımınızı veya partinizi ikinci tercihi haline getirebilir.
Ayrıca hangi parti olursa olsun yüzde yüz doğru veya yüzde yüz yanlış değildir. Partisini her yanlışında değiştirmez. Veya partisini eleştirdiğinde ise ondan vazgeçecek değildir. Tek adamlık ve lider sultası ne yazık ki her partide var. Sağdan sola
Hiç bir siyasi parti demokrasiden bahsedemez. Al birini vur ötekine.
Hepsi parti içi demokrasiyi ayaklar altına almıştır.
Sayısız örneklerle bu rezil duruma şahidiz.
Partilerin mensupları da ne yazık ki bu duruma seyirci kalıyor.
Liderler sultasına bir kez bile tepki gösteremiyor.
Ucu kendisine dokunduğunda ise başlıyor şikâyet etmeye.
İşte bu nedenle de inandırıcı olmuyorlar!..