Dolar 34,5375
Euro 35,9893
Altın 3.007,51
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Yağmurlu
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 12°C

YÖNETİMLERİN AÇMAZI, YÜKSEK ÖKÇELER

Songül KİŞİOĞLU’nun kaleminden..

YÖNETİMLERİN AÇMAZI, YÜKSEK ÖKÇELER
REKLAM ALANI
8 Ekim 2019 18:27

Ömer Seyfettin’i, Türk Edebiyatı’na katkılarını ve hikayelerini bir çoğunuz bilirsiniz.

Pembe İncili Kaftan,

Yalnız Efe,

Diyet,

Ferman,

Kaşağı,

Falaka,

Perili Köşk,

Daha bir çok hikaye

Ama benim en sevdiğim hikayelerinden birisi de Yüksek Ökçeler’dir.

Hikayeyi size kısaca özetlemek isterim.

“Batılı gibi yaşama çabasında olan bir kadından bahseder hikaye. Küçük yaştaki kızlar zengin erkeklerle evlendirilir. Para her yolun kapısını açtığı gibi yaş gözetmeksizin kızları da zenginlere gencecik yaşta eş yapar. Bu zenginler arasında gelenek haine gelmiştir. Hatice Hanım da bu kızlardan biridir. Daha çocuk yaşta 13 yaşında evlendirilmiştir. Bu süre zarfında Hatice çocukluğunu yaşayamaz ve evlilik ağır gelir. Gönlünce gençliğini yaşayamaz. Eşi ölünce artık erkeklerden nefret etmeye başlar. Bir daha asla erkek görmek istemez. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışır. Kendi hayatını yaşama çabasındadır. Hatice hayatın tadına yeni yeni varmıştır. Hatice Hanımda batı hayranlığı başlamıştır sürekli süslenir, eğlenir ve yüksek ökçeli ayakkabı giyer”

Yıllar önce bu hikayeyi okuduğumda çok etkilenmiştim.

Bu hikayeyi kendi yaşam sürecim, çalışma ortamlarım ile kamu-özel sektörde karşılaşılan büyüme, bütçe, kalkınma, yatırımlar verilen sözler noktasında irdeledim.

Kamu veya özel sektörde yaşanılan sorunlara ve çözümlerine yöneticilerin tümü olmasa da çözüm üretemeyen kısmını başkaca bir bakış açısı ile gözlemleyerek karşılaştırdım.

Sizden de aynı karşılaştırmayı yapmanızı rica ediyorum.

Nasıl dediğinizi duyar gibiyim.

Bunun için aşağıda ki satırları lütfen okuyun.

Hikayenin içinde ki olayları kamu veya özel sektörde gelişim, büyüme, yeni hedefler, altı doldurulmadan ve herhangi bir done sunulmadan verilen sözler ile  bunlarla birlikte getirilen çözümleri karşılaştırdığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Hikayede “konakta yaşayan zengin genç dul kadının konaktaki çalışanlar ile arasında ki diyalog, sorun ve çözümlerini” göreceksiniz.

Büyük bir konakta genç yaşta dul kalmış zengin bir hanımefendi vardır. Konakta ise kadın ve erkek çok sayıda hizmetli vardır. Bunlar, hanımefendiye ev hizmetlerinde yardımcı olmakta ve aynı zamanda da konakta kalmaktadırlar. Hanımefendi kısa boylu ve aşırı kilolu olduğu için boyunu uzun gösteren uzun ökçeli ayakkabı giymektedir. Dolayısıyla da hanımefendi uzun ökçeli ayakkabılarıyla ahşap konakta yürümeye başladığında, gürültülü bir şekilde tak tak sesi çıkmakta ve hanımefendinin hareket ettiği bütün konak sakinlerince anlaşıldığı için de herkes bir anda işbaşı yapmaktadır.

Bu arada konaktaki kadın ve erkek hizmetliler arasında uygun olmayan işler de cereyan etmekte, bazı hizmetliler konaktan eşya vb. şeyler çalmaktadır. Ancak, hanımefendinin yüksek ökçeli ayakkabılarıyla yürümeye başladığı tak tak sesleriyle hemen anlaşıldığı için hizmetliler bir anda hizaya geçerek nizami bir şekilde işlerini yapmaya başlamaktadır. Hanımefendi de her şeyin seyrinde gittiğini düşünmektedir.

Bir gün hanımefendi rahatsızlandığı için doktora gitmek zorunda kalır. Doktor tedavi sonrasında, hanımefendideki rahatsızlığın yüksek ökçeli ayakkabılardan kaynaklandığını söyler ve bu ayakkabılar yerine daha rahat ve ökçesiz ayakkabılar giymesini önerir. Hanımefendi doktorun tavsiyesine uyarak yüksek ökçeli ayakkabıları çıkarır ve daha rahat ve yumuşak ayakkabılar giymeye başlar.

Yüksek ökçeli ayakkabıların ayaklardan çıkması bir anda konaktaki her şeyi değiştirir. Hanımefendinin yüksek ökçeli ayakkabıları çıkarmasıyla tak tak sesleri ortadan kalktığı için hareket ettiğini fark edemeyen konaktaki hizmetliler, bir anda suçüstü yapılarak yakalanırlar. Yıllardır yanında hizmet edenlerin ne kadar ahlaksız olduğunu öğrenen hanımefendinin bir anda dünyası yıkılır ve hepsini konaktan kovar. Konağa yeni hizmetliler alınır ama sonuç aynıdır, gelenler gidenleri aratır.

Yeni hizmetlilerin de ahlaksızlık yaptığına şahit olan hanımefendinin psikoloji giderek bozulmaya başlar. Yüksek ökçeli ayakkabı giyince sağlığında biraz bozulma olmuştur ama şimdi şahit olduklarıyla psikolojisi giderek bozulmakta ve bir müddet sonra delirmeye başlayacaktır.

Kararı kesindir, tekrar yüksek ökçeli ayakkabıları giymeye başlayacak ve yaşananlara şahit olmayacağı için de psikolojisi düzelecektir.

Yani görmeyecek, duymayacak ve bilmeyecektir.

Gerçekten de yüksek ökçeli ayakkabıları giydiği günden itibaren hiçbir kötü olaya şahit olmamış ve psikolojisi düzelmiştir.

Hikayeden anlaşılan ise, görmezsen ve duymazsan psikolojik olarak rahat edeceğin ancak sorunların hepsinin devam edeceği gerçeğidir.

Hikayeyi kamu veya özel sektörde yönetsel anlamda irdeleyelim

Elbette kamu ve özel sektörde yönetim kadrolarında bulunan kişilerin tümünü ifade etmiyorum.

Yazımın başında izah ettiğim gibi yönetimde kısmen mevcut olan başarısız yöneticileri ifade ediyorum.

Yani kamu yada özel sektörde büyümenin gelişmenin önünü tıkayan yöneticileri ifade ediyorum.

Günümüzde basın haberlerine özellikle yerel haberlere bakın.Bir çoğu yöneticilerin ziyaret haberidir ve haberde ziyaret fotoğraf yada video ile ölümsüzleştirilir.

Tamamlanmamış işler tamamlanmış, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş işler gerçekleştirilmiş gibi vatandaşlara yansıtılır.

Ardından abartılı alkışlar vs vs…

Ama ortada sonuçlanan hiçbir is yoktur aslında.

Oysa ki gerçekten iş yapan yönetici  fotoğrafı ile değil, başardığı ve sonuçlandırdığı işlerle tanınmak ister.

Abartılı alkış bekleyen yöneticilerin durumu giderek yönetimde  yüksek ökçeler hastalığına dönüşür adeta.

Özel sektör kuruluşları veya kamuyu ise hikayede ki konak sahibi zengin, yalnız dul kadın ile özdeşleştirebiliriz.

Bir holding düşünün uyumsuz bir yönetimi var ise;

Yani birinin ak dediğine diğeri kara diyorsa sizce bu holdingin ayakta kalması ve başarıya ulaşması mümkün müdür?

Aynı durum kamusal alan içinde geçerli değil midir?

Üst yönetici ile alt yöneticiler arasında ki uyumsuzluk sonucu işlerin iyi gitmesini bekleyebilir miyiz?

Yöneticiler işten ziyade, temsil ile ilgileniyor ise az önce yukarıda izah ettiğim gibi basın ve medyada fotoğraf ve haberlerle birbirleri arasında rekabet içerisine girerler.

Sonuç ise, iş yok ama reklam çok olur.

Özel sektör yada kamu yöneticileri, kendi tanıtımlarını sorunların çözülmesinin ve başarılan işlerin önüne geçirirlerse bunun açıklaması ise;

Sorunların halının altına süpürüldüğü gerçeğidir.

Kötü yönetilen özel sektör şirketleri batar, kamuda ise kötü yönetim sonuçları vatandaşa olumsuz yansır.

Ağır bedel ile karşılaşan vatandaş olumsuz durumu devleti yönetenlere yansıttığını yazılı ve görsel medyadan duyuyoruz.

Devletin alt kademe yöneticilerinin yönetmede ki basiretsizliğinin bedelini niçin devleti yönetenler ağır bedeller ile ödesin.

İşte bu nedenle özel sektör ve kamu yöneticilerin zaman zaman yüksek ökçelerini çıkarıp gerçeklerle yüzleşmesi gerekmektedir.

Çatışmalardan çekinmeli, sorunları halının altına süpürmemeli, en önemlisi kendi zafiyetlerinden dolayı görev aldığı özel yada kamu sektörünü itibarsızlaştırmamalıdır.

Ayağında ki yüksek ökçeyi günü geldiğinde bir başkasına tevdi edeceğini hatırlamalıdır.

Gözlemleyin lütfen,

Geçmişinde kudretli olup görevini tevdi ettikten sonra sokaklarda eğik bükük dolaşanları.

Geçmişte kudret ile dolaştıkları yüksek ökçeler artık onlar için işe yaramıyordur.

Ancak görev yaptığı dönemde üreten, bilgisine bilgi katabilen, edindiği bilgileri  toplum ile paylaşan,  bu yol ile topluma katkı sağlayan yöneticiler sokaklarda başı dik ve onurlu yürüyebilmektedirler.

Bu yöneticiler özel sektör yada kamuda insan faktörünü ön plana almış ve bu plan doğrultusunda kamu yararını ilke edinmiş yöneticilerdir.

Bu yöneticiler bulunduğu zamandan gelecek zamana olumlu  iz bırakan yöneticilerdir.Bu yöneticiler ardında hoş bir sadâ bırakan yöneticilerdir.

Satırlarımı sabır ile okuyan dostlar,  sizlerde hoş bir sadâ bırakacak yöneticilerinizin olması dileklerimle…

Songül Kişioğlu

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.